Elimizde katilin DNA'sı olduğundan, potansiyel şüphelilerden DNA örneği alacaksınız. | Open Subtitles | و بما أنه لدينا الحمض النووي للقاتل سنرسلكم مع عُدد |
Bütün bölgeyi taradık ama katilin izine rastlayamadık. | Open Subtitles | لقد فحصنا جميع المنطقة . لكن ليس هُناك أثر للقاتل |
katilin birazcık aklı varsa, silah çoktan denizin dibini boylamıştır. | Open Subtitles | ربما الآن هو في قاع البحر , لو كان للقاتل أي عقل |
Tıbbi incelemeye göre katil sağ elini kullanıyormuş. | Open Subtitles | الطبيب الشرعى يقول ان الطعنة كانت باليد اليمنى للقاتل |
Düşündüm ki bu durumun belki katil ile bir bağlantısı olabilir. | Open Subtitles | فقط لو أنها في مأزق فربما هذا يكون متصلاَ للقاتل |
katile bir meajım olacak. Saklanacağın yer yok... | Open Subtitles | و لكن لدي رسالة للقاتل لا مكان لتهرب إليه |
Onları katile götürecek delilleri arıyorlardı. | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن دليل يمكن أن يقودهم للقاتل |
Katili bulmak için, tabiî ki soruşturma yapmak gerekecek, ama maktul Bay Enderby. | Open Subtitles | بالنسبة للقاتل, فهذا سيحتاج الى التحقيق الضحية, هو العجوز السيد اندرباى |
katilin birazcık aklı varsa, silah çoktan denizin dibini boylamıştır. | Open Subtitles | ربما الآن هو في قاع البحر , لو كان للقاتل أي عقل |
Bu adamlar ölmüş olduğuna inanılan bir seri katilin kurbanları mı? | Open Subtitles | هؤلاء الرجال ضحايا للقاتل المحترف فقط أعتقد أنه مات |
Farrell'dan ayrıldıktan sonra, katilin ikinci kez ateş ettiğini duydun. | Open Subtitles | بعد أن تركت فاريل, أنت سمعت الطلقه الثانيه للقاتل |
Niye sadece yapıştırıcının kapağında.. ...katilin kanını bulduğumuzu açıklıyor bu. | Open Subtitles | حسناً، هذا يوضح لماذا كان هناك دم للقاتل فقط على غطاء الصمغ |
O hâlde eski mahkum katilin asıl hedefiymiş. | Open Subtitles | هذا يعني ان الهدف الحقيقي للقاتل هو السجين السابق |
En son çalıştığımız davada, cinayet aleti ve katilin tanımını vermişti, ama ben ona pek güvenmedim. | Open Subtitles | عملنا معاً في أخر قضية و زودتنا بوصف لسلاح الجريمة و للقاتل و لكنني لم أمنحها الثقة الكاملة |
Bay Cust'ın ürkek kişiliği, onu katil için ideal araç yapıyordu. | Open Subtitles | شخصية السيد "كاست" الضئيلة كلها جعل منه بالنسبة للقاتل أداة مثالية |
katil için onun odasına girip uyku ilacını, ölümcül dozda morfinle değiştirmek hiç zor olmadı. | Open Subtitles | كانت مهمة بسيطة للقاتل كي يدخل غرفتها و تبديل مسحوقها المنوم بجرعة قاتلة من المورفين |
Beş öğrenci katledildi, katil asla yakalanamadı. | Open Subtitles | خمسه طلاب مزقوا ولم يعثر للقاتل علي اي أثر |
katile koroziflerin işini yapması için yeterli süreyi vermiş. | Open Subtitles | مما أعطى للقاتل وقت كافي للتآكل ليخفوا الأثر |
Bu özel parçayı bulursak bizi direk katile götürür. | Open Subtitles | والآن لو تمكنا من إيجاد المادة المُستخدمة قد تقودنا مباشرة للقاتل |
Bak, hiçbir anlam taşımayabilir ama DNA'nın bizi katile götürebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | انظر، قد يكون هذا لا شىء لكننا نعتقد ان هذا الحمض النووى قد يقود للقاتل |
Katili içeri aldım. İşte bunu unutamıyorum. | Open Subtitles | سمحت للقاتل بالدخول، هذا ما لا يمكنني تصديقه |
Kendisine "Görünmez Adam" diyen Katili gözardı mı ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل تشير للقاتل الذي يسمي نفسه الرجل الاجوف؟ |
Saçmaların dağılması için katilden kurbana kadar yeterli mesafe var. | Open Subtitles | مسافة كافية من الضحية للقاتل كي يتنشر المدفع |
Katilimizin ilk görüntülerine bakabiliriz. | Open Subtitles | ـ لكن تمكننا من أخذ أول صورة للقاتل بالفيديو لهذه القضية |
Eğer yanılmıyorsam, dostlarım, ...Katilimizi burada yakalayacağız. | Open Subtitles | اذا لم أكن مخطئاً, يا صديقي يكون هنا اصطيادنا للقاتل |