| İki korsan teknesi bize yaklaşıyor muhtemelen arkalarında ana gemi var. | Open Subtitles | ثمة قاربين للقراصنة يقتربان منّا مع إحتمالية وجود سفينة كبيرة ترافقهم. |
| Evet, birkaç korsan gemisi gördüm, ama hiçbiri beni kesmek istemedi. | Open Subtitles | نعم، رأيت سفينة للقراصنة لَكنَّهم لَمْ يُريدوا أيّ جزء منّي |
| Elimde Japon korsanlara yazılmış bir sürü mektup ve belgeler var. | Open Subtitles | لديّ معلومة سريّة وحفنة خطابات حُررت للقراصنة اليابانيين. |
| Ordu içinde, Japon korsanlara bilgi sızdıran bir hain olmalı. | Open Subtitles | حتمًا ثمّة جاسوس بالجيش يبيع أسرارنا للقراصنة اليابانيين. |
| Korsanlar toplantısı olacaksa, gemimi aksi yöne çeviririm. | Open Subtitles | إذا كان هناك تجمع للقراصنة في مكان فعلي أن أتجه بسفينتي للاتجاه المعاكس |
| Eskiden korsanların saklandığı bir yermiş ama sonradan tarlaya falan dönüştürülmüş. | Open Subtitles | لقد كانت تعتبر مخبأ للقراصنة ثم تحولت إلى مزارع وما شابه |
| Oranın bir kale ya da korsan gemisi olduğunu hayal edebilirler. | Open Subtitles | - هذا حقيقى - يمكنهم التظاهر بانه حصن او سفينة للقراصنة |
| Kızıl deniz hariç her yer korsan kaynıyor. | Open Subtitles | هي خارج المنطقة الحمراء بالنسبة للقراصنة لا .. |
| Sonraki sabah gözcü bağırır "10 korsan gemisi! | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي صرخات المراقب عشرة سفن للقراصنة |
| Aynı zamanda kendini Yeni Dünya'nın korsan avcısı olarak tanıtan adam da yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدينا رجل فرض نفسه ليكون صياداً للقراصنة في العالم الجديد |
| Amerikan hayranlarım olsun diye. İşte o zaman en iyi korsan sayfası olabilirim. | Open Subtitles | وسأحصل على معجبين أمريكيين وبعدها ستكون صفحتى الأولى للقراصنة |
| Elimde Japon korsanlara yazılmış bir sürü belge ve mektuplar var... | Open Subtitles | لديّ معلومة سريّة وحفنة خطابات حُررت للقراصنة اليابانيين. |
| Son videomun şifresini kırmak için korsanlara para ödemişler. | Open Subtitles | إنهم يدفعون مال للقراصنة كي يخترقون الفيديو الخاص بنا |
| Elimde Japon korsanlara yazılmış bir sürü mektup ve belgeler var. | Open Subtitles | لديّ معلومة سريّة وحفنة خطابات حُررت للقراصنة اليابانيين. |
| Ordu içinde, Japon korsanlara bilgi sızdıran bir hain olmalı. | Open Subtitles | حتمًا ثمّة جاسوس بالجيش يبيع أسرارنا للقراصنة اليابانيين. |
| Orada sana Korsanlar teslim edeceğim. Sen de beni Jones'a vermeyeceksin. | Open Subtitles | حيث سأقودك للقراصنة وأنت لن تسلمني لجونز |
| Korsanlar, hazineler asiler, yamyamlar ve kahramanlarla dolu bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | مكان للقراصنة للكنوز و المرجان والمتوحشين والأبطال |
| Bu altın para klipsi, Tongalı Korsanlar tarafından çalınmış eşyaların polis raporunda bulunuyor. | Open Subtitles | هذا مشبك ماليّ ذهبي يوجد بتقرير الشرطة للمسروقات التابعة للقراصنة "التوجانيين" |
| Evet, ama ben bu korsanların nefesini bile duymana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ذلك صحيح، ولكن لن أسمح للقراصنة أن يروك أو يسمعوك ما دمت أتنفس |
| Herhalde beceriksiz korsanların birleşmesinin Hollandalı'yı yeneceğine inanmıyorlar. | Open Subtitles | ربما لم يعودوا يصدقون أن تجمعاً للقراصنة المتنازعين يمكنه هزيمة الهولندي الطائر |
| Kocan korsanların elinde olduğuna inandığımız, 41 Trust denilen bir organizasyondan, araştırması için bir bağış almıştı. | Open Subtitles | تلقى زوجك منحة بحثية من منظمة تُدعى تراست 41 الذى نعتقد انها واجهة للقراصنة |
| Hükümetimiz Çinli hackerlara karşı her yıl milyarlarca dolar harcıyor. | Open Subtitles | لدينا تحطم الحكومة تنزف مليار من الدولارات للقراصنة الصينية. |
| Üstelik Müslüman ticaret gemilerine saldırarak korsanlık yapıyorlardı. | Open Subtitles | وكانت أيضا ملجأ للقراصنة والذين كانوا يغيرون على السفن التجارية المسلمة |