Erik için önemli olduğunu biliyorum, ama ben artık yazmak istemiyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن الأمر يهم اريك ولكنني لاأريد العوده للكتابه بعد الآن |
Tekrar yazmak güzel Çok fikrim var! | Open Subtitles | أشعر بخير للكتابه مره أخرى عندى الكثير من الأفكار |
Joe, bu hafta eve gelip yazmak için, dükkanını üç kez erken kapattın. | Open Subtitles | جو * أغلقت المحل باكراً 3 مرات هذا الأسبوع لتعود الى المنزل للكتابه |
Bu yüzden benim için yazacak epey şey olacağına eminim. | Open Subtitles | لذا أنا متأكد أن سيكون هناك الكثير ليّ للكتابه عنه. |
Epeydir yazacak zaman bulamıyorum... ama ne yapıyor olursam olayım her zaman sana yazıyorum. | Open Subtitles | "لم أجد وقتاً للكتابه منذ زمن طويل" "لكن أكتب لك بخيالي دائما" ".. |
Parayı kullanabilirim. Bu, bana yazmam için zaman verir. | Open Subtitles | أستطيع إستخدام المال وستعطيني وقت للكتابه |
Architectural Digest, onunla ilgili yazmam için beni gönderdi. Vay. | Open Subtitles | ـ والمهندس المعماري أرسلني للكتابه عنه ـ ياللروعة |
- Yarın, şarkı yazmak için müsait olup olmadığını öğrenmek istemiştim. | Open Subtitles | كنت أريد أن اعرف إذا كنت متفرغ غداً للكتابه |
yazmak için bir yere ihtiyacım olduğunu. | Open Subtitles | قال لهم انني احتاج مكاناً للكتابه |
yazmak için sessiz bir yer lazım. | Open Subtitles | أريد مكان هادى للكتابه |
Endişelenme. Yakında yazacak bir şeyler bulacaksın. | Open Subtitles | ستجدين شيئاً ما للكتابه عنه قريباً |