"للكشف" - Translation from Arabic to Turkish

    • tespit
        
    • bulsun
        
    • ortaya
        
    • muayene
        
    • lakin
        
    • ifşa
        
    • algılamak
        
    • açığa
        
    Ancak ilaçlar sayesinde etkisiz halde kaldığı sürece HIV tespit edilemez halde kalacaktır. TED ولكنّه طالما بقي خامدًا بفضل العقاقير، فسيكون الفيروس لا يزال غير قابل للكشف.
    Peki ya İran hükûmeti, protestoları tespit etmek ve önlemek için beyin gözetleme yöntemini kullansaydı? TED لكن ماذا لو استخدمت الحكومة الإيرانية مراقبة الدماغ للكشف عن الاحتجاج ومنعه؟
    Makineyi, terörist eylemleri bulsun diye tasarladım ama o her şeyi görür. Open Subtitles لقد صمّمتُ هذه الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابية، لكنَّها تُبصر كلّ شيء...
    Makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım ama o her şeyi görür. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيـة، لكنّها ترى كل شيء
    Kincaid gerçek teknolojiyi ortaya çıkarmaya tam olarak hazır değil. Open Subtitles كينكايد ليست مستعدة للكشف عن التكنولوجيا الحقيقية فقط حتى الآن.
    - Hiç değil. Onu ilk muayene ettiğim hali düşünülürse, hiç mantıklı değil. Open Subtitles نعم, ذلك ليس منطقياً بالعودة للكشف الاول الذي قمت به له
    O makineyi, terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine her şeyi görüyor. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيّة، لكنّها ترى كلّ شيءٍ...
    Bir eczacı, sahte ilaçları herhangi bir yerde tespit etmek için yeni bir yöntem buluyor. TED وهناك صيدلي جاء بطريقة جديدة للكشف عن الأدوية المغشوشة في أي مكان.
    2013'te, Foldskoplarımızla şistozomiyaz parazitlerini tespit için arazideydik; ufak bir gözlemim oldu. TED في عام 2013، في رحلة ميدانية للكشف عن مرض البلهارسيا بواسطة الفولدسكوب، أدليت بملاحظة بسيطة.
    Kan veya vücut sıvılarını bileşenlerine ayırır; böylece patojenik bakterileri tespit edebilirsiniz. TED يمكنكم من خلالها فصل مكونات الدم أو سوائل الجسم للكشف وتحديد مُسببات المرض.
    Üçüncüsü, teknoloji o kadar esnektir ki aynı cihaz geniş bir yelpazedeki tıbbi durumları tespit etmede kullanılabilir. TED وثالثاً: تعتبر هذه التكنولوجيا مرنة جداً لدرجة أنه يمكن استخدام نفس الجهاز للكشف عن العديد من الحالات المرضية.
    HIV tespit edilemez olduğu sürece bulaşıcılığı da yoktur. TED وعندما يكون فيروس الإيدز غير قابل للكشف فإنّه لا ينتقل أيضًا.
    tespit edilemeyen bir nükleer teslimat sistemi küçük ülkenizi bir süper güce çevirebilir. Open Subtitles نظام توصيل نووى غير قابل للكشف يمكنه الوصول لبلدك الصغيرة بقوة خارقة
    O makineyi, terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine her şeyi görüyor. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيّة، لكنّها ترى كلّ شيءٍ...
    O makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine her şeyi görüyor. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيّة، لكنّها ترى كلّ شيءٍ...
    O makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine her şeyi görüyor. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيّة، لكنّها ترى كلّ شيءٍ...
    O makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine her şeyi görüyor. Open Subtitles صمّمتُ الآلة للكشف عن الأعمال الإرهابيّة، لكنّها ترى كلّ شيءٍ...
    Bir delinin tüm bunların arkasında kimin olduğunu ortaya çıkaracağını mı söylüyorsun? Open Subtitles أنت تخبرني أن مختل عقليا ذاهب للكشف عن الذين وراء كل هذا
    - Özür dilerim. - Sizleri muayene ettireceğiz. Open Subtitles سنعود بكم الي المدينه للكشف عليكم
    Temizlik ekibi ve sistemi, hepimiz ifşa olmanın eşiğindeyiz. Open Subtitles بدون النظام و فرق التنظيف, كلنا معرضون للكشف.
    Yolun şeritlerini algılamak için iki kamera kullanıyoruz. TED ونحن أيضا نستخدم اثنين من الكاميرات للكشف عن مسارات الطريق.
    Diyeceksiniz ki: Bunu politikacıların duygularını açığa çıkarmada da kullanabilir miyiz? TED وربما تتساءلون: هل يمكننا استخدام هذه التقنية للكشف عن انفعالات السياسيين؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more