Kefalet bedelinin belirlenmesini ve Bayan Darling'in kefaletini ödeyerek serbest bırakılmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نطالب بتواضع بتحديد مبلغ للكفالة.. وأن تُحرّر اللسيّدة دارلينغ تحت تعهد منها. |
Ben gidip birkaç Kefalet anlaşması yapacağım, eğer olur da kimse nakit parayla gelmezse diye. | Open Subtitles | سوف أذهب لأدبر مبلغاً للكفالة في حال لم يأتي أحد ببعض المال |
Kefalet ücreti 500 dolar. | Open Subtitles | حدد موعداً للجلسة الأولى ادفع 500 للكفالة |
Evet, beş Kefalet duruşmasında Savcı Yardımcısı olarak görev aldım, ...ki onlarda da benzer ufak sebepler nedeniyle Kefalet iptal edilmişti. | Open Subtitles | نعم, وقد تصرفت وحسب كمساعد للمدعي العام في 5 جلسات للكفالة حيث أُبطلت الكفالة لأسباب أتفه من هذه |
Siz en iyisi gidin kefaleti hazırlayın. | Open Subtitles | اذهبي ورتبي للكفالة بدلا من ذلك |
Şimdi de bu ağır Kefalet miktarı ile onu hapse atmak istiyorlar. | Open Subtitles | والان يريدون سجنه بهذا المبلغ الكبير للكفالة |
Bayan Keating'in Kefalet talebini reddediyorum ve davasına kadar Philadelphia hapishanesinde tutuklu kalmasını emrediyorum. | Open Subtitles | ارفض طلب السيدة كيتينج للكفالة أمر بسجنها في سجن المقاطعة في ولاية فيلاديلفيا في انتظار المحاكمة .. |
Kefalet için hiç para yok ve para cezası için de hiç para yok. | Open Subtitles | لايوجد مال للغرامة ولا للكفالة |
- Kefalet için paramız yok. - Kefalet mi? | Open Subtitles | ــ ليس لدينا المال للكفالة ــ كفالة؟ |
Bayan Nevins, iddia makamının Kefalet konusunda görüşü var mı? | Open Subtitles | آنسة " نيفينز " هل يرغب الأشخاص جلسة سماع للكفالة ؟ |
Kefalet ücretin maksimum yükseklikte olacak. | Open Subtitles | سيطبق عليك الحد الأقصى للكفالة. |
Kefalet yatırmanız gerekiyor. | Open Subtitles | اطلب شخصا ما للكفالة |
Kefalet parası lazım. | Open Subtitles | أحتاج نقود للكفالة |
Ben Diamond, Stevie'e 100.000 dolarlık Kefalet parası teklif etti. | Open Subtitles | لقد عرضَ (بين دايمن) الدفعة الأولى للكفالة 100 ألف دولار، على(ستيفي) |
Kefalet için ona para vermişti. | Open Subtitles | هذا صحيح، أعطته مالاً للكفالة |
-Hemen buraya gel. Kefalet için yanında 50 dolar getir! | Open Subtitles | -تعال إلى هنا ومعك 50 دولار للكفالة ! |
Kefalet duruşman falan mı var, B? | Open Subtitles | ألديك جلسة استماع للكفالة يا (بي)؟ |
- Kefalet konusuna gelirsek. | Open Subtitles | - الآن بالنسبة للكفالة ... |
Sayın hakim, Bay Queen'in ailesinin iki tane özel jeti var ellerindeki bu zenginliklerden yola çıkarsak kendisinin duruşma süresince şehirde olacağını garantileyen gerçek anlamda hiçbir Kefalet cezasının uygun olmayacağını hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | فخامتكِ، عائلة السيد (كوين) لديها طائرتين خاصتين،وبالحديثعن ثروتها... فأود أن أُشير أن ليس هناك أي مقدار للكفالة عمليًا قد يضمن حضوره في المحاكمة |
Salla kefaleti. | Open Subtitles | تبا للكفالة |