Spencer, beni kontrol etmek için kulübeye senin geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | سبنسر عرفت انه ستكون انت الذي سيأتي للكوخ ليبحث عني |
Sevdiği bütün şeyleri hazırlat. Döndüğü zaman da kulübeye getir. | Open Subtitles | أطبخ له جميع الأشياء المفضلة لديه، وأحضرهم للكوخ عندما يعود |
Babamla Nevins'e ara sıra kulübeye gidelim mi diye sorardım. | Open Subtitles | أخبرتك ان أبي ونيفينز كانا يصعدا للكوخ في بعض الأحيان |
Alınma ama kulübeye gitme vaktin geldi. | Open Subtitles | حسناً، لا أقصد الإهانة، عليك الذهاب للكوخ الآن |
Her sene, kulübeye gecenin bir köründe varırdık ancak. | Open Subtitles | وكل سنة لا نصل للكوخ إلا قرابة منتصف الليل |
Ama bugün ya da bu akşam kulübeye de dönemeyiz. | Open Subtitles | ولكن أيضاً لا يمكننا الذهاب للكوخ في أي وقت من اليوم أو الليلة |
Bu arada, cuma günü boşum, yani kulübeye daha erken gidebiliriz. | Open Subtitles | انا في اجازة يوم الجمعة لذا يمكننا ان نغادر باكرا لنذهب للكوخ |
Kızları öldürecek. kulübeye gitmeliyiz. Baştan beri onlarla berabermiş. | Open Subtitles | ستقتلهم، يجب أن نذهب للكوخ لقد كانت معهم هنا طيلة الوقت، |
Bilmiyorum ama kulübeye indiğimizde elimizde gerekli malzemeler olmayacak. | Open Subtitles | لا اعرف و لكن حالما ننزل للكوخ, فلن تكون لدينا القدرة للوصول للمعدات المطلوبة |
Burada öylece durup bunları konuşamayız. kulübeye dönmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لايمكننا البقاء هنا لنناقش هذا علينا العودة للكوخ |
Ne kadar erken kulübeye ulaşırsak, o kadar erken geri döneriz. | Open Subtitles | حسنٌ, كلّما وصلنا أسرع للكوخ سنعود أسرع للداخل |
Hâlâ kulübeye gelmeniz iyi bir fikir mi emin olamıyorum. | Open Subtitles | مازلت لا أعرف رغبتي بقدومكم للكوخ يا رفاق |
Yalnız olmamız gereken kulübeye bir sürü insan çağırdın. | Open Subtitles | أنت دعوت أشخاص للكوخ وكان من المفترض أن نكون لوحدنا فقط |
kulübeye gittiğimizden beri onları görüyorum. | Open Subtitles | كنت أحلم بهم منذ أن ذهينا للكوخ |
kulübeye gitmeliyiz. | Open Subtitles | كان لا يتحتم علينا الذهاب للكوخ |
Onların istediklerini kulübeye getirmezsen, onu öldüreceğim. | Open Subtitles | لو لم تحضري ما يريدونه للكوخ, سأقتلها. |
Seni kulübeye götürmeleri için ödeme de yaptım. Dikkatli ol. | Open Subtitles | دفعت لهم لاخذك للكوخ لكن احترسى |
Daha kulübeye gitmedim bile. Daha kitabı okumadım. | Open Subtitles | لم أذهب للكوخ بعد، ولم أقرأ من الكتاب |
Hadi. kulübeye gitmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب أن نعود حالاً للكوخ |
Bu benim artık kulubeye gelemeyeceğim anlamınamı geliyor? | Open Subtitles | أيعني هذا أنه لا يمكنني المجيء للكوخ بعد الآن؟ |
- Barınağa gidin ve orada kalın. | Open Subtitles | اذهبوا للكوخ وأبقوا هناك |