Bizi karışıklığa sokan bu yalandan oluşmuş ağlar bizi beraber yapan kuruma kadar geri götürebilir. | Open Subtitles | شبكة الكذب التي تحيطنا يمكن أن تكون متصلة الآن.. للمؤسسة المطلقة التي جمعتنا معاً. |
Kendi emekleriyle şirketini büyütüşünü izledim ve... şimdi de her şeyin bu kuruma bırakılmasını vasiyet ediyor. | Open Subtitles | شاهدته يبني شركته من الصفر والآن هو على استعداد لأن يمنح كل شيء للمؤسسة الخيرية |
Haklısınız Oh SPDA, bir kez kurum girdi konum tespit kaynakları Mandarin yayın | Open Subtitles | كنت محق يا سبدي، بمجرد إن دخلت للمؤسسة حددت مصادر بث الماندرين |
Yahu bu vakıf işleri sadece kalbini değil kafayı da açtı. | Open Subtitles | عملك للمؤسسة لم يكن جيدا لقلبك وحسب.. بل لعقلك أيضا |
Bilimsel projeler hakkındaki bütün kararlar sponsorum olan Ulusal Bilim Vakfı'na aittir. | Open Subtitles | وجميع المقررات حول المشاريع العلمية وهي ميدان الضيافة للمؤسسة الوطنية للعلوم. |
Merhaba, ben Peter Chernin. Vakfın ekonomi danışmanıyım. | Open Subtitles | أنا بيتر تشارنن، المستشار المالي للمؤسسة |
Eğer bunu alabilirsek, bu Buckland için ciddi bir başarı olacak. | Open Subtitles | وإن حصلنا على هذا، فسيكون انقلاباً كلياً للمؤسسة |
O telefon kulübesindeki çaresiz ve umutsuzca yardım arayan kızdan, 22 bin gönüllüsü olan ulusal bir kuruluşun başındaki birine dönüşmüştüm. | TED | وهكذا انتقلت بالفعل من تلك المتصلة الضعيفة في الهاتف العمومي اليائسة لطلب المساعدة لأتزعم القيادة الوطنية للمؤسسة ومسؤولة عن 22000 متطوع |
Hizmet etmeye yemin ettiğin kuruma sırtını çevirdin. | Open Subtitles | لقد أدرت ظهرك للمؤسسة المعني بك خدمتها |
- kuruma gidersen... | Open Subtitles | - اذهبي للمؤسسة... |
Hastane çalışanları, hastalarla düzgün şekilde konuşmazsa bunun ahlaki ve hukuki sonuçları olabilir ve kurum için finansal zorluklar çıkarabilir. | Open Subtitles | عندما يفشل موظفو المستشفى في التواصل مع المريض بالشكل الصحيح فثمّة تبعات أخلاقية وقانونية تسبب أزمة مالية للمؤسسة وأحقاد شخصية ضد... |
Ve şimdi, saldırganların lideri bu dünyada faaliyet gösteren tıbbi bir kurum Kardinal yardımcısı Ferdinand Daxus. | Open Subtitles | والآن،الزعيمالفدائي، للمؤسسة الطبية... ... الذييديرهذا العالمِالرهابيِ... ... نائبكاردينالِ "فيرناند داكسوس " |
Londra'ya geri dönmemin sebebi oradaki kurum için çok sıkı çalışacak olmamdan dolayıdır. | Open Subtitles | سبب عودتي لـ(لندن) هو للتفرغ تماماً للمؤسسة هناك |
Ama vakıf için seyahat ederken bir amacım var. | Open Subtitles | لكن عندما أرحل للمؤسسة يكون لديّ غاية و هدف |
vakıf araştırma projelerinden destek vermeye değecek olanları belirlememi istedi. | Open Subtitles | علي إعداد تقرير للمؤسسة عن قيمة أبحاث الجميع، |
Michael J. Fox Vakfı için para toplayıp farkındalık yaratmak. | Open Subtitles | جمع الأموال والتوعية للمؤسسة مايكل جي فوكس. |
Vakfı desteklediğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لدعمكم للمؤسسة |
Çünkü beraberinde bir koruma görevlisi ve Vakfın hesap numarası varmış. | Open Subtitles | لأنه تمّ العثور عليها هناك مع حارس شخصي و رقم الحساب للمؤسسة الخيرية |
Vakfın mutemedi olduğu için kendisi çok meşgul. | Open Subtitles | كوصيّ للمؤسسة الخيرية ، فهو رجل مشغولٌ جدًا |
bir kuruluşun öğle yemeğinde toplum içinde özür dileme imkânına sahip olmuştu. | TED | وقد أتيحت له فرصة للإعتذار بشكل علني في مأدبة غداء للمؤسسة. |
Tatlım, binanın temelinin şartnameye uygun olmadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | عزيزتي , يقولون أن المواصفات خاطئة للمؤسسة كاملة |