- Danny, müzeye son gittiğinde heykelin kıçına sakız sıkıştırdığın için kovulmuştun. | Open Subtitles | داني , أخر مرة ذهبت للمتحف تم طردك للصقك للعكلة بمؤخرة التمثال |
Evet, ama hakikaten, bunları müzeye göndermiş olmanız gerekmez miydi? | Open Subtitles | آجل ، ولكن في الواقع كان يجب عليك أن ترسلهم للمتحف ؟ |
Hiçbirinizin daha önce bir müzeye gittiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه سَبق لأحدكم الذّهاب للمتحف |
müze, kültürel diplomasi için bir vasıta olabilir mi? | TED | وهل يمكن للمتحف أن يكون عميلا للدبلوماسية الثقافية؟ |
Vardığım sonuç, dünyanın en ünlü arkeoloğundan sürekli duyduğumuz cümleyle çelişiyor: "Onun yeri müze!" | TED | بعد كل ذلك، استنتاجي يتناقض مع قرار عالم الآثار الأكثر شهرة في العالم: ''هذا ملك للمتحف'' |
Müzenin e-postalarına sızdım ve ileri gelenlerden rasgele birinin davetiyesini aldım. | Open Subtitles | لذا إخترقت البريد الإلكتروني للمتحف وإيجاد دعوة عشوائيّة لبعض الأشخاص |
müzeye gittik ve paha biçilemez sanat eserleri gördük. | Open Subtitles | ذهبنا للمتحف و رأينا أعمال من الفن لا تقدر بثمن |
Yıllar sonra, böyle bir vücut görebilmek için müzeye gitmeniz gerekecek. | Open Subtitles | بعد سنوات من الآن، سنضطر للذهاب للمتحف لنرى حيلة كهذه |
Bunu parçalanmaktan kurtardım. Ve müzeye bağışladım. | Open Subtitles | لقد أنقذت هذا من دمار مؤكد و تبرعت به للمتحف |
- Kolejde hergün yaptığımız şeyler. Neden bir müzeye falan gitmiyoruz? | Open Subtitles | نحن نفعل هذا كل يوم في الكلية هل تريدون الذهاب للمتحف ؟ |
müzeye çok cömert katkılarda bulundunuz. | Open Subtitles | تبرعاتك للمتحف لسنوات طوال كانت فى غاية الكرم |
Carol onu dersi için ödünç almıştı, artık onu müzeye geri götürmeliyim. | Open Subtitles | كارول استعارتها للفصل وعلي إرجاعها للمتحف |
- Onu yanımızda müzeye götürmeliyiz. - Siz gidin. | Open Subtitles | سيتعين علينا أن نأخذه للمتحف كلا، اذهبوا، أشعر بتحسن الآن |
müzeye gidip eski ısı güdümlü füze çalacağımızı beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت حتى لم تتوقع أننا سنذهب للمتحف أو أننا سنسرق هذا الصاروخ المتتبع للحرارة |
müzeye sanat eseri girmesine izin vermemekle tehdit ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يهددون بعدم سماحهم للإعمال الفنية بالدخول للمتحف |
ne olmuş ki? - Kolejde hergün yaptığımız şeyler. Neden bir müzeye falan gitmiyoruz? | Open Subtitles | نحن نفعل هذا كل يوم في الكلية هل تريدون الذهاب للمتحف ؟ |
Bir müze ressam bulundurabilir mi ve onlara toplumların kendilerini yeniden değerlendirmeleri için değişim ajanı olmaları sağlanabilir mi? | TED | هل يمكن للمتحف استضافة الفنانين و السماح لهم بأن يكونوا وكلاء تغيير بإعادة التفكير في المجتمعات نفسها؟ |
Bu arada, müze gezin onaylandı. | Open Subtitles | بالمناسبة ، لقد تمت الموافقة على زيارتكم للمتحف |
Galiba Müzenin kundakçılık bölümünü bulduk. | Open Subtitles | أظن أننا وجدنا جناح الحريق المعتمد التابع للمتحف |
Doğal Tarih Müzesi'nin müdürlerinden biriyim. | Open Subtitles | أنا واحدة من المنشئين للمتحف التاريخ الطبيعي |
Hoş bir şeyler söyle. Bu sandalyeler gerçektende tam müzelik. | Open Subtitles | قل له شيئاً لطيفاً في الواقع هذان المقعدان ينتميان للمتحف |
Resim çizmeyi, Müzelere ve bu tarz resimlere bakarak öğrendim. | TED | علمت نفسي كيف أرسم بذهابي للمتحف ونظري للصور مثل هذه. |
Sonra Bilim Müzesine gittik ve beni bedava park yeri sağladığı için 2 yıllık üye kartı almaya ikna etti. | Open Subtitles | ثمّ ذهبنا للمتحف و أقنعتْني بشراء بطاقة عضويّة لسنتين، لأني سأحصل على موقفٍ مجّانيّ. |