"للمحكمه" - Translation from Arabic to Turkish

    • mahkemeye
        
    • adliyeye
        
    • mahkeme
        
    Bugün mahkemeye okumak istediğim bir dilekçe imzaladık. Open Subtitles لقد وقعنا عريضه استرحام اليوم والتى اود ان اقراها للمحكمه
    Bana çekici gelen tek şey onu mahkemeye sürükleyip kıçını canlı canlı yemek. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يجذبني هو أخذه للمحكمه و إلتهامه حياً
    Yarın mahkemeye gitmeyeceğim. sen de gitmeyeceksin, avukat da. Open Subtitles غداً ، لن اذهب للمحكمه ، ولا انت ، ولا المحامي
    Andy, onu adliyeye götürdügünü söylemistin. Open Subtitles وأنت يا (أندي) قلت أنك أخذته للمحكمه
    İlk buluşmalardaki felaketlerden payıma düşeni aldım o yüzden mahkeme emri falan olmayacak. Open Subtitles انظري لقد اخت حصتي من المواعيد الاولى الكارثيه اذا لا, لا استدعاء للمحكمه
    Ondan da ziyade Sloane Moseley'e bu dava mahkemeye çıkarsa ne olacağını göstermeye çalıştı. Open Subtitles وعلاوه على ذلك قام بالاعتراض على سلوان موسلي وماذا سوف يجري لها اذا تصعد الامر للمحكمه
    Ondan da ziyade Sloane Moseley'e bu dava mahkemeye çıkarsa ne olacağını göstermeye çalıştı. Open Subtitles وعلاوه على ذلك قام بالاعتراض على سلوان موسلي وماذا سوف يجري لها اذا تصعد الامر للمحكمه
    mahkemeye gider ve geri dönmezsen kabul edeceğim. Open Subtitles أنا لم أتذمر إن ذهبتِ للمحكمه ولم ترجعي.
    Ben bunu mahkemeye söylemek zorundayım... ve soruşturma yeniden açmak için. Open Subtitles سأتقدم ب أعتذار للمحكمه لإعادة فتح التحقيق
    Sayın Yargıç, Bayan Fraser mahkemeye hitap etmek istiyor. Open Subtitles سيادتك سيده فرايزر ترغب في التحدث للمحكمه
    Bana bunu derhal söyleyebilirsin ya da seni kıçını kaldırıp mahkemeye gelmen için tebliğ ederim ve mahkemede neden polisten kanıt sakladığını izah edersin. Open Subtitles عليك أن تخبرني الآن وإلا سأستدعيك للمحكمه وبعدها بإمكانك التفسير للمحكمه لماذا أخفيت دليلًا عن الشرطه؟
    İyi haber şu, biz de bu sebeple mahkemeye gidiyoruz. Open Subtitles الاخبار الجيده هى , لهذا نحن نذهب للمحكمه
    Chicago Poly-Tech'in genetik laboratuvarında olduğunu tespit ettik ve mahkemeye çağıracağız. Open Subtitles حددناها من خلال مختبر شيكاغو للخلايا الجينيه وسنرفع الامر للمحكمه
    Her zaman mahkemeye gidip duruyorum. Open Subtitles أنا سوف أذهب للمحكمه في كل مره أستدير
    Erica'nın mahkemeye erken gitmesi gerekti de. Bay Canavar'ı okula ben götürüyordum. Open Subtitles ان "اريكا" ستذهب للمحكمه هذا الصباح لذا انا اخذه للمدرسه
    mahkemeye gider ve geri dönmezsen, kabul edeceğim. Open Subtitles أنا لن اتذمر إن ذهبتِ للمحكمه ولم تخرجي
    Eğer yerleşme işlerini mahkemeye bırakırsak, avukatlar her şeyi alırlar! Open Subtitles وإن جعلنا الأمر يصل للمحكمه
    Chapman, adliyeye gidiyorsun. Open Subtitles (تشابمان) سوف تذهبين للمحكمه
    Bana mahkeme emri falan mı vereceksin? Open Subtitles انت لن تعطيني استدعاء للمحكمه او شيء ما اليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more