"للمسرح" - Translation from Arabic to Turkish

• tiyatroya
• sahneye
• tiyatro
• tiyatronun
• sahne
• sahnede

Biz geri dönmeden tiyatroya başka haşere girmesine izin vermeyeceğiz.
لا نرغب بأن يدخل المزيد من المعتوهين للمسرح قبلَ عودتنا

Ve bu program bize içten içe bildiğimiz bir şeyi gösterdi: İnsanların tiyatroya olan ihtiyacı yemeğe ve içmeye olduğu kadar şiddetli.
وهذا البرنامج أثبت لنا أمرًا عرفناه بشكل بديهي: احتياج الناس للمسرح قوى كاحتياجهم للطعام أو للشراب.

Eğer çok iyiysem, annem ve babamla birlikte tiyatroya gitmeme izin verilirdi
واذا كنت جيدا, كان يسمح لي بمرافقة ابي وامي للمسرح

Hatta sahneye çıkarken ki lanet olası müziğin bile aynı.
حتى أنك تقدم نفس تلك الأغنية اللعينة كلما صعدت للمسرح

Ama yarın akşam 8'de o sahneye çıkarak, her şeyini tehlikeye atacak.
ولكن غدا في الساعة الثامنة سوف يصعد للمسرح لكي يغامر بكل شئ

En iyi dans edenlerin ve tiyatro yapanların olduğu yer BC binasıdır
مبنى ب جـ هو المكان الذي يوجد به الشعب الرئيسية للمسرح والرقص

- Gözlere odaklanın. - tiyatronun da bir haritasını veriyorum.
خصوصا العيون لقد ضمنتها رسم تخطيطى للمسرح

Gösterileri hazırlayan sahne yönetmenimiz vardı.
وكان لدينا مديرًا للمسرح يقوم بتسمية العروض

Sonra tiyatroya gitmek için üzerimi değiştirmeye gittim.
ثم عدت إلى المنزل و غيرت ملابسي لأذهب للمسرح

Bay Opalsen, sizi tiyatroya götürmem için beni gönderdi, efendim.
و لقد أرسلني السيد " أوبالسن " حتى أوصلك للمسرح

Bugün onu tiyatroya bıraktım ve yüzünde uzun süredir görmediğim..
أوصلتها للمسرح اليوم , وهناك إبتسامة على وجهها لم أراها منذ

Bugün tiyatroya gideceğini biliyorum. Matineye.
أعرف إنه سوف يذهب للمسرح اليوم حفل ماتينية

Pekala, ilk gösterim için tiyatroya davet ederiz.
حسناً, سوف أدعوهم للمسرح ليحضروا أدائي الغنائي الأول

tiyatroya giderken yolda biraz dururuz diye düşündüm.
اعتقد اننا قد نحتاج للتوقف قليلا في طريقنا للمسرح

Sally bunu şaka sandı. sahneye çıkmak için can atıyordu.
سالى تعتقد أنهم يمزحون معها وتصر على الذهاب للمسرح

Yani, sahneye geç çıkıyorsun, bütün hokkabazlığı gerçekleştiriyorsun.
أعني لو صعدت للمسرح ستفسد الحيلة بالكامل

Ama daima içten içe tekrar sahneye çıkabileceğim bir fırsat yakalamayı istedim.
لكن كنت دائماً أتمنى ذلك سراً لربما يأتي القليل من الحظ الجيد ويدعوني لأعود للمسرح

Bu bir şaka mı? Onu sahneye çıkartmalıyız.
لا أصدق هذا, يجب علينا أن نجعله يصعد للمسرح معك

Emmet, onu mutlaka sahneye çıkartmalıyız.
هيا يا إيميت , نستطيع أن نجعله يصعد للمسرح معنا

Peki bu Bayan Hartford'u tiyatro duvarında asılı halde bulduktan önce miydi?
و حدث قبل عثوري على السيدة هارتفورد معلّقة من العوارض الخشبية للمسرح

Şiddetli direniş ve pasif direniş birlikte çok önemli bir şeyi paylaşıyorlar; Her ikisi de davalarına bir izleyici arayan bir tür tiyatro.
مقاومة عنيفة والمقاومة اللاعنفية شيء واحد مهم جدا مشترك ؛ وكلاهما نموذج للمسرح تسعى لحضور جمهور لقضيتهم.

Ted New York'lu, yetenekli bir tiyatro sanatçısı, kendi kendini yetiştirmiş bir çizer ve müzisyendi.
كان تيد من اهل نيويورك و رجلا ملازما للمسرح وقد علم نفسه بنفسه فنون الموسيقى و التصوير

İlk arada topluluğun bagaj sorumlusu sizi yan kapıdan sahne arkasına götürecek.
فى البداية, يوجد استراحة, سنأخذكم عبر ممر فى الباب الخلفى للمسرح سيضعكم فى سلال بصحبة المسئول عن حقائب الشركة

sahnede step dansı yapıp Mammy'i söylememek için bir neden yoktu.
من الافضل لي ان اصعد للمسرح وانقر باقدامي هناك واغني المامو