"للمشاكل" - Translation from Arabic to Turkish

    • bela
        
    • belaya
        
    • belası
        
    • belayı
        
    • sorunlu
        
    • sorunları
        
    • sorunlara
        
    • problem
        
    • belasıydı
        
    • belasısın
        
    • belalı
        
    • sorunlar
        
    • belasıymış
        
    • sorunlarla
        
    Ayrıca davet de edilmedik, ve genellikle fazla merak bela getirir. Open Subtitles مع كل شيء، لم يدعنا أحد وغالباً ما يقود الفضول للمشاكل
    Sanırım bela yaratmak için yaratılmışım. Belki de beni ona çevirmişsindir. Open Subtitles اعتقد بأنني مثير للمشاكل بالفطرة . او انت حولتني الى واحد
    İnsanlar isimlerini yazmak istemediler çünkü başlarının belaya girmesini istemediler. TED كان الناس خائفين من كتابة أسمائهم لأنهم قالوا أنهم لا يريدون أن يتعرضوا للمشاكل.
    - O bir baş belası. - O karda yürür izini belli etmez. Open Subtitles انه مثير للمشاكل ذلك الالياس ثرثار للغايه
    O adam olup olabilecek en beter belayı getirdi. Open Subtitles هذا الرجل جالب للمشاكل من أسوأ الأنواع.
    - sorunlu bir kiracı. - Sakin ol. Open Subtitles إنه المستأجر المثير للمشاكل إهدأ يا سيدي
    Bu davadaki sorunları düşününce ve aile içi şiddetin etkisini de koyarsak editörüme göre sen ve geçmişin iyi bir haber olurmuş. Open Subtitles بالنظر للمشاكل التي تُقدم بهذه القضية.. ولاسيما تأثير التعسّف المنزلي.. تعتقد المحررة لديّ بأنك وماضيك في لعبة عادلة.
    Hayat daha eğlenceli oldu çünkü her gün daha önceden hiç bilmediğim gariplikler, fikirler keşfedip sorunlara çözümler buluyordum. Bunu başkalarının fikir ve yardımlarına borçluyum. TED أصبحت الحياة أكثر متعة، لأنه كل يوم أكتشف المراوغات الجديدة والأفكار الجديدة، وحلول جديدة للمشاكل لم أعرفها من قبل بفضل تلك الأفكار والمساعدة من الآخرين.
    - bela istemiyoruz. - Oh, bununla gurur duyuyor olmalısın. Open Subtitles ـ نحن لسنا بحاجة للمشاكل ـ أنت يجب أن تكون فخورآ
    - bela istemiyorum. - Gurur duymalısın. Open Subtitles .ـ نحن لسنا بحاجة للمشاكل .ـ أنت يجب أن تكون فخوراً
    Ben onu sadece birkaç kere gördüm. Karım onun bela bir çocuk olduğunu söylüyor. Open Subtitles أنا فقط قابلته مرات قليله، تقول زوجتي أنه ولد مثير للمشاكل.
    Elbiselerinde sprey boya izi buldum ve kötü arkadaşları yüzünden başını belaya soktuğunu biliyorum. Open Subtitles وعرفت انه كان يسعى للمشاكل مع اصدقائه السيئيين
    Eski evimizde olsaydık evet belki fakat burada, başımızı belaya sokacak ve bizi baştan çıkaracak bir çok şeyin olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles في منزلنا السابق، اجل، لكن هنا أنا أشعر فقط بأنه هنالك الكثير من المغريات والعديد من الطرق التي تؤدي للمشاكل
    Evet, iki çocukta hayatları boyunca birçok belaya bulaşmış. Open Subtitles أجل، كلا الولدين الكبار تعرضا للمشاكل في حياتهما وخرجا منها
    Söyleyin bakalım, okuldaki en büyük baş belası öğrenci kim? Open Subtitles أخبروني ، من تعتقدون أكثر طالب مُثير للمشاكل في المدرسة ؟
    Baş belası olduğunu hissetmiştim. Open Subtitles أتعلمين, لقد واردني شعور أنكِ مسببة للمشاكل
    Ona belayı getireyim, öyleyse. Open Subtitles يبدو وكأنه جاهز للمشاكل
    Ama diger sorunlu bölgeler ne olacak? Open Subtitles ولكن ماذا عن هذه المناطق المسببة للمشاكل ؟
    Bu davadaki sorunları düşününce ve aile içi şiddetin etkisini de koyarsak editörüme göre sen ve geçmişin iyi bir haber olurmuş. Open Subtitles بالنظر للمشاكل التي تُقدم بهذه القضية.. ولاسيما تأثير التعسّف المنزلي.. تعتقد المحررة لديّ بأنك وماضيك في لعبة عادلة.
    Bu örnekler benim Uganda'da tanık olduğum babamınsa Bihar'da karşılaştığı sorunlara yeni umutlar aşılıyor, yeni çözüm olasılıkları yaratıyor. TED هذه الأمثلة تعطي أملا جديداً، وإمكانيات جديدة للمشاكل التي شهدت في أوغندا أو التي واجهها والدي في بيهار.
    Dikkat et. Genelde böyle başlar. problem çocuğumun annesi de aynı şeyi söylerdi. Open Subtitles حذارِ، هكذا تبدأ، أم إبنتي المثيرة للمشاكل قد تقول نفس الكلام، بجديةٍ، إحذري
    Beni yanlış anlamayın, o çok tatlı biriydi ama biraz baş belasıydı. Open Subtitles لا تسيؤوا فهمي إنها لطيفة لكنها مثيرة للمشاكل
    Tıpkı eskisi gibi bir baş belasısın. Open Subtitles اري انكي مصدر للمشاكل كما كنتي دائما
    Batakhane belalı bir yere benziyordu ama dert etmedim. Open Subtitles المكان كان يبدو مثيرا للمشاكل, ولكن هذا لم يزعجنى
    Ve yaptığım şey, bu türlerin temel biyolojik sorunlar için geliştirdikleri çözümlerdeki benzerlikleri ve farklılıkları incelemek. TED وما اقوم به هو ملاحظة أوجه الشبه والفروقات في الحلول التي طورتها الكائنات للمشاكل البيولوجية الأساسية.
    Herkes, Francis büyük baş belasıymış gibi davranıyor ve bu doğru değil. Open Subtitles الـكلّ يتصرف وكأنّ (فرانسيس) فقط هـذا الفـاعل للمشاكل وهو ليس كذلك
    ...yaratmak anlamına gelir... ...aynı çözümle,sosyal ve çevresel sorunlarla... ...uğraşmak,müthiş maliyet tasarrufu,zengin bir... ...kuşak ve milli güvenliği sağlar. TED التصدي للمشاكل الاجتماعية والبيئية في الوقت نفسه، مع نفس الحل ينتج ادخارات في التكاليف كبيرة، توليد الثروة والأمن الوطني.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more