Uluslararası alıcılara satarsan anında ABD topraklarından çıkar. Böylece seninle ilişkilendirilemez. | Open Subtitles | يمكنكَ بيعه للمشترين الدوليين ، وسيترك أرض الولايات المتحدة على الفور، بدون أيّ أثر يعود إليكَ |
Çünkü onlar ellerindeki kopyaları göndermeden önce alıcılara senin kopyalarını göndermeyi planlıyorum. | Open Subtitles | لأني أنوي أن أرسل نسخة كتبك العشرة للمشترين قبل أن يتمكنوا هم من إرسال نسخهم |
Bir çevrimiçi pazarın en ilgi çekici yönlerinden biri satıcıların alıcılara karşı çok daha sorumlu davranmalarını sağlaması. | Open Subtitles | واحدة من الابتكارات المثيرة للاهتمام حقا هو نظام المراجعة كله حيث يمكن للمشترين أن يكتبوا تقييم للبائعين والبضاعة |
Ve yine ilgi çekici yeniliklerden biri de alıcıların pazardaki satıcıya ve aldığı ürüne dair değerlendirme notu bırakabildiği değerlendirme sistemi. | Open Subtitles | التي اشتروها من هذه المتاجر وما الذي يفعله هذا هو أنه يجعل البائعين أكثر خضوعا للمساءلة ويتيح للمشترين |
Ama alıcıların ve satıcıların mallarını alıp, satabilecekleri kadar büyük. | Open Subtitles | للمشترين والباعة ليبيعوا ويشتروا حاجتهم |
Maliyet-bilinçli alıcılar için cazip fiyatlı olması nedeniyle, | Open Subtitles | مع قليلا أكثر جاذبية للمشترين أسعار التكلفة واعية. |
Bu şekilde satıcılar daha sorumlu oluyor ve alıcılara da satın aldıkları uyuşturucuların kalitesini saflığını ve etkililiğini değerlendirme fırsatı veriyor. | Open Subtitles | إنه يعطي المشترين وسيلة لتقييم كل من الجودة ونقاء وقوة المخدرات التي يتم شراؤها هذا يجعل هذه التعاملات التجارية اكثر أمانا للمشترين |
Bu bizim Galt serumla alıcılara gitmeden önceki son şansımız olabilir. | Open Subtitles | (هذه قد تكون آخر فرصة لايجاد (جالت قبل أن ينتقل المصل للمشترين |
Montero özel alıcılara parçaları göstermek için mesaiden sonra müzeyi ziyaret etmeyi seviyormuş. | Open Subtitles | أحبّ (مونتيرو) زيارة المتحف بعد ساعات الإغلاق، ليري القطع للمشترين |
Groot onları gümrük için paketler; sonra eserlerin doğruluğunu kanıtlamak için Groot ile alıcılara uçarsınız. | Open Subtitles | و(غروت) يجمعهم لتجنّب الجمارك، ثم تسافر مع (غروت) لتثبت أصالتهم للمشترين. |
alıcılara biri onların işine çomak sokarsa yapabileceklerinin sınırını gösteriyorlar... - ...tıpkı demin bizim yaptığımız gibi. - İlk veriler, Amerikan kıta sahasına... | Open Subtitles | إنهم يظهرون للمشترين الجحم الكبير لما سيفعلونه إذا ما حاول أحد العبث معهم كما فعلنا البيانات التمهيدية تظمن الظرية على قارة الولايات المتحدة كايب،بدأ العد التنازلي لقذيفة تصل سرعتها إلى 14,000 ميل في الساعة والطريقة الوحيدة لإيقاف هذا هي الوصول إلى المخترقين وقطع الإشارة التي تتحكم بكل هذا أنا أقود أسطوانتين من جزازة العشب وحصلت عليها مصروعة ونبعد دقائق معدودة عن المسرح |
Bu gibi yerlerde alıcıların kayıtları tutulur. | Open Subtitles | أماكن كهذه تحفظ سجلات للمشترين لديهم |
Ama Gerard alıcıların Yakuza olduğu detayını atlamıştı. | Open Subtitles | عدا جيرار كان يتغافل بشأن تفاصيل قاصر للمشترين (كونه (ياكوزا |
Bu bizim potansiyel alıcılar listemiz. | Open Subtitles | هذه قائمة للمشترين المحتملين |