Çin'den ABD'ye kadar insanlara sorduk ve gördük ki | TED | ونحن نعلم من سؤالنا للناس من الصين إلى الولايات المتحدة |
Fakat hepsinin sonucunda bu zenginlik insanlara topluca daha fazla iyi besin imkanı sağladı. | TED | لكن التأثير الكبير لكل تلك الثروة أنها قد مكنت للناس من الحصول على تغذية أفضل بشكل كبير جداً. |
(LISTSERV) Bu şekilde akademi dünyası dışındaki insanlara orman tepe örtüsünün önemine, güzelliğine, el değmemiş tepe örtülerinin gerekliliğine dair bilgiyi yaymaya çalışıyoruz. | TED | ولذا فإننا نحاول أن نشر المعلومات عن أهمية المظلة، جمال المظلة، ضرورة وجود المظلات السليمة، للناس من خارج الأكاديمية. |
Burada yapman gereken en önemli şey bu türden insanlara bu bilgilerin senin için en ufak öneminin olmadığını hissettirmek. | Open Subtitles | الامر الاساسى للناس من هذا النوع هو الا تدعهم ابدا يعتقدون بان ما يدلون به من معلومات له ادنى فائده لك |
Etrafımdaki insanlara tehlikeli şeyler yapmadan önce önlemlerimi alırım ben. | Open Subtitles | أنا آخذ إحتياطاتي قبل ان أفعل شيء خطر للناس من حولي |
Eski sevgilini buraya çağırman ve insanlara yeniden güvenmen gerek. | Open Subtitles | ستتسببين في إلقاء القبض علينا جميعاً يجب أن تتغلبي على مشكلة صديقك والبدء بتولية الثقة للناس من جديد |
o zaman çığlık atmayı bırakıp dinlemeye başlayabiliriz, etrafımızdaki insanlara karşı daha nazik ve anlayışlı oluruz ve kendimize daha nazik ve anlayışlı oluruz. | TED | عندما نتوقف عن الصراخ ونبدأ فى الإستماع ، نكون أعطف وألطف للناس من حولنا ، وأعطف وألطف لأنفسنا . |
Ve düşünülecek bir şey de, insanlara kendileri için verdiğiniz her 15 Euro’da, parayı ceplerine koyuyorlar ve öncekilerden farklı bir şey yapmıyorlar. | TED | هو أن لكل 15 يورو تمنحها للناس من أجل أنفسهم يضعونها في جيوبهم ، لا يقومون بشيء مغاير عما كانوا يفعلون سالفا لن تحصل على أي مال من عندهم |
Bu insanlara sıkıcı bir şekilde reelpolitik gelebilir ya da özgürleştirici, çünkü bu hepimizin kendi gerçeğini keşfetmesine izin veriyor. | TED | يمكنُ أن يبدو هذا مثيرًا للناس من ناحية الواقعية السياسية أو محرّرة لأنها تسمحُ لكل واحدٍ منّا اكتشاف أو صُنع الحقيقة الخاصة به. |
Bunun bu kadar faydaları var: bu bilgi iletişimindeki verim çok yararlı; Bütün insanlara ulaşmak için erişim sağlar; İnsanların faaliyetlerini koordine etmesini çok iyi yollarla sağlar. | TED | و الآن، هذا الأمر لديه كل هذه الفوائد أنه مفيد من حيث الكفاءة في نقل المعلومات أنه يعطي المجال للوصول إلى مجموعة كاملة من الناس كما يسمح للناس من تنسيق نشاطاتهم بطرق جيدة |
- Dar bir tişörtle girişte durup insanlara gelmesi için yalvarıyorum. | Open Subtitles | -أقف خارجا بقميص ضيق وأتضرع للناس من أجل الدخول. |
Çevrenizdeki insanlara iyi bakın. | Open Subtitles | القوا نظرة عن كثب للناس من حولكم |
Etrafınızdaki insanlara bakın. | Open Subtitles | لذا أنظر للناس من حولك |