Sonradan anlattığına göre, teyzem gözlük kullanmak zorunda olduğuna çok kızmış. | Open Subtitles | وكما أخبرتنا بالقصة لاحقاً كانت خجلة من فكرة إرتدائها للنظارات |
Evet. Ama şu an gözlük takman hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | نعم, مع ذلك أنا لا يعجبني لبسك للنظارات. |
Aslında, düzeltici gözlük için global ihtiyacın yaklaşık nüfusun yarısı olduğunu gösteren bir deneyi şu anda gösterdim. | TED | لكن في الحقيقة، أنا أزعم أننا قمنا بتجربة هنا والآن، التي تظهر لنا أن الاحتياج العالمي للنظارات التصحيحية هو حوالي نصف السكان في أي مكان. |
Ve sanırım güneş gözlükleriyle de birebir uyum yakalar. | Open Subtitles | ومطابقة للنظارات الشمسية على ما أفترض أجل |
Işıkları kapattım çünkü Drum gece görüş gözlükleriyle gelecekti. | Open Subtitles | أطفأت الضوء لعلمي أن "درام" سيذهب للنظارات |
Koruyucu gözlük fiyatları arttı. | Open Subtitles | السعر للنظارات الواقية إرتفع. |
gözlük takması yazabildiği anlamına gelmez! | Open Subtitles | لبسه للنظارات لا يعني انه يجيد الكتابة! |
Evet. Şimdi de bir gözlük lazım sana. | Open Subtitles | أجل، أنت بحاجة للنظارات الآن |
gözlük takman lazım Olsen. Gördün ya işte. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}(هل تحتاج للنظارات يا (أولسون رأيت ما حدث للتو |
Gloria'nın gözlük takması gerektiğine eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد بأن (غلوريا) تحتاج للنظارات |