"للنظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • bakmak
        
    • bakmaya
        
    • bakmanın
        
    • bakma
        
    • göz
        
    • dikkat
        
    • bakış
        
    • bakıp
        
    • bakmam
        
    • görmek
        
    • bakmama
        
    • bakacak
        
    • bakabiliriz
        
    • bakmayı
        
    • bakmamız
        
    Bir kutuya koy, rafa kaldır, çünkü ileride bakmak için çok vaktin olacak. Open Subtitles ضعيه في صندوق، تعلمين ضعيه جانباً لأنّك ستجدين وقتاً وافراً للنظر فيه لاحقاً
    Lütfen bana bütün yolu pencerene bakmak için geldiğini söyleme. Open Subtitles أخبرني أنّك لم تأتي كل هذه الطريق فقط للنظر لمنزلك
    Kültürel kalıtımımız genelde dönüp geriye bakmaya yatkındır, geçmişi romantikleştirerek. TED معظم ثراثنا الثقافي يميل للنظر الى الوراء يحن الى الماضي
    "Hâlâ etik mi?" sorusuna bakmanın bir yoludur. TED هو مجرد طريقة واحدة للنظر إلى الأخلاقيات.
    Hadi birbirimizin gözlerine bakma cesareti gösterelim, çünkü bunu yaparak bir başkasına dünyaları verebiliriz. TED لتكن لدينا الشجاعه للنظر في أعين بعض مباشرة، لأنه بالنظر يمكننا فتح عالماً كاملاً لشخص آخر.
    Anlıyorum ama işte burada, hiç göz atma fırsatı bulamadım. Open Subtitles أفهم ذلك، وكذلك هذا الشيء، ولمْ أتفرّغ فقط للنظر فيه.
    PM: Peki, bu baş sallamaları, dikkat etmeniz gerektiğini bildiğiniz zaman, farketmesi çok daha kolay. Bazı zamanlar biri bir yüz TED باميلا ميير: حسنا، هزات الرأس هذه أكثر سهولة لاكتشافها بمجرد معرفتك للنظر إليها. ستكون هناك أوقات
    Bütün bu fotoğraflara bakmak ve ne kadar yaşlandığımızı fark etmek gerçekten tuhaftı. Open Subtitles لقد كانت حقاً مدهشة للنظر الى كُل هذه الصورِ وندرك كم اصبحنا كباراً.
    Ben çocukken, annem beni yıldızlara bakmak için çatı katına çıkartırdı. Open Subtitles عندما كنت طفلاً, إعتادت أمي على أخذي للسطح للنظر إلى النجوم
    Bambaşka bir yolla bu gelişen dünyaya bakmak bu. TED إنها طريقة كاملة جديدة للنظر إلى عالم ينبثق الآن.
    Bunun adı senkrotron radyasyonu ve bu normalde proteinler gibi şeylere bakmak için kullanılıyor. TED ويسمى هذا الإشعاع السنكروتروني، ويتم استخدامه عادة للنظر إلى أشياء مثل البروتينات و ما شابه.
    Başımızı öne eğer, maskenin ardında ne olduğuna bakmaya çalışmayız. Open Subtitles نبقي رؤوسنا للأسفل لا نهتم للنظر الى ما وراء الأقنعة
    Bazı şeyler beni rahatsız ettiği için yazdığım doktora raporuna bakmaya gittim. Open Subtitles اريد العوده للنظر في بحث الدكتوراه الذي كتبته لانه هناك شيء يزعجني
    Ancak bakmaya cesaretin varsa nefesini kesecek olan harika şeyler göreceksin. Open Subtitles و إذا كان لديكِ فقط الشجاعة للنظر سترين مُعجزات ستخطِفُ أنفاسكِ
    Öyle görünüyor ki Öklid bize "Öğeler"de tüm hikâyeyi anlatmamış, sadece evrene bakmanın olası bir yolunu açıklamış. TED كامل القصّةِ في كتاب العناصر، بالكاد وصف وسيلةً واحدةً ممكنة للنظر إلى الكون.
    Sanırım, siz hepiniz bütün kopyalara bakma şansına sahiptiniz. Open Subtitles الأن، أفترص بأن لديكم جميع الفرص للنظر إلى النُسخ هل من هنالك أنطباعات أولية؟
    Bu yüzden bir çalışma oluşturduk ve bulduğumuz şey göz açıcıydı. TED لذا أطلقنا دراسة، وما وجدناه كان لافتًا للنظر.
    Ve yeni gelenlerin ihtiyaçlarına dikkat edebiliyoruz. TED وقد نكون قادرين للنظر في تلبية احتيجات القادمين الجدد.
    Olaylara çok, çok gerçekçi bir bakış yöntemi. Çok mantıklı. Open Subtitles يا لها من طريقة واقعية للنظر إلى الأمور وراشدة أيضاً
    Muhammed'e bakıp şunu deme eğilimi vardı "O yaralanmış, hasta." Open Subtitles 'وهناك ميل للنظر في ويقول محمد 'واصيب ، انه سوء.
    Bir dakika, bakmam lazım. Open Subtitles أوه، مجرد لحظة. وسوف يكون للنظر أن ما يصل.
    Öyle görmek için güzel bir gün ama Amerika'da işler öyle yürümez. Open Subtitles أجل، طريقة جميلة للنظر إلى الأمر لكن أمريكا لا تسير بتلك الطريقة
    Profesör Marcus, benim için gazeteye bakmama hiç gerek yok. Open Subtitles استاذ ماركوس,لقد فهمت ليس هناك داعي للنظر إلى الصحيفة
    Yıldızları izleyerek düşüneyim demiştim ama bu gece bakacak pek bir şey yok. Open Subtitles خرجت للنظر في النجوم والتفكير، ولكن ليس هناك الكثير للنظر اليه هذه الليلة
    Kendimize şöyle bakabiliriz, bilirsiniz, "Ben 'İnsan'ım', 'Son İnsan'. TED كما تعلمون، لدينا طريقة للنظر إلى الأرض بهذا الشكل. أنا الإنسان، اخر إنسان.
    Arapçayı özlediğimi fark ettim. Harflere bakmayı, anlamlarını özümsemeyi özledim. TED اشتقت للنظر إلى الحروف، واستيعاب معناها.
    Rakamlar gerçekten şaşırtıcı ve o kadar uzağa bakmamız gerekmiyor. TED إن الأرقام صاعقة حقًا، ونحن حتى لسنا بحاجة للنظر بعيدًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more