Aşk her zaman tartışmaya açıktır ve kesinlikle, inşa halindedir. | TED | الحب دائماً موضوع للنقاش و بالتأكيد، قيد الإنشاء. |
Daha sonra bu konunun tartışmaya açık olması gerektiğini biliyordum. | TED | علمت حينها أن هذا الموضوع يستحق أن يفتح للنقاش |
- Tartışacak zaman yok... - Senin var mı? | Open Subtitles | الوقت بالكاد يتسع للنقاش هل فعلت؟ |
Pekala millet, bitimeden önce, tartışma için konusu olan var mı? | Open Subtitles | حسناً يا شباب قبل أن نبدأ من لديه موضوع للنقاش ؟ |
İlginç davalar mesleki çevremizde... ..tartışılır. | Open Subtitles | من خلال الدوائر القانونية التي انتقل بينها، فإن جميع أنواع القضايا المختلفة تُتداول طبعًا للنقاش |
Bu şartlar pazarlığa açık değildir. Organ nakli yaptıracağım. | Open Subtitles | هذه الشروط غير قابلة للنقاش اه لقد وقعت فى مأزق |
1980'lerde insanların hastalıkları damgalaması onları tartışmak ve ele almak konusunda bile çok büyük bariyer idi. | TED | في الثمانينات كان الناس يتجاهلون المرض وكان من المواضيع الاكثر تحفظا للنقاش او حتى التحدث او الإشارة اليه |
Daha anlamlı bir günlük toplantı organize etmenin ilk adımı, özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor. | TED | الخطوة الأولى لبناء تجمّعات يومية مُفعمة بالمعنى هو اعتناق غرضٍ محددٍ ومرنٍ وقابلٍ للنقاش. |
Polis polise, bu konu tartışmaya kapalı. | Open Subtitles | من شرطى الى شرطى, هذا الأمر غير قابل للنقاش |
Bu konu tartışmaya açık değil. Anladın mı, seni aptal-bakışlı, çatlak-sapık-cadı? ! | Open Subtitles | هذا الامر ليس للنقاش انت منحرفة و مجنونة وعندك عين ساحرة |
Bilim tartışmaya açıktır ve ahlâk kuralları kesin değildir, ama eminim bir şans vardır. | Open Subtitles | أن يُحيوا من جديد؟ حسناً، العلم مثير للنقاش وعلم الأخلاق مشكوكٌ فيه، ولكن بالتأكيد |
Tabi nasıl bir araya getirildikleri tartışmaya açık. | Open Subtitles | كيف يوضع هذا الشئ ببعضه البعض هو موضوع مفتوح للنقاش |
Dinlemek istemiyorum. Tartışacak havamda değilim. | Open Subtitles | -لا أريد سماع شيئ أنا لست في مزاج جيد للنقاش هيا نذهب |
- Tartışacak vakit yok. - Beni dinle. | Open Subtitles | لا يوجد وقت للنقاش اذن استمعي لي |
Muhtemelen üçümüzün yemek yemesinin konusu bile olamaz, değil mi? | Open Subtitles | لا مجال للنقاش في تناولنا الطعام نحن الثلاثة على الأغلب؟ |
Ama korkarım ki bu gelecekteki bir konuşmanın konusu. | TED | ولكني أخشى، أنه موضوع للنقاش في المستقبل. |
2) Benim üzerimdeki babalık hakların da tartışılır hale geldi. | Open Subtitles | و إثنان، يجعل أي أحكام أبوية قد تملكها عني موضعاً للنقاش |
Tamamıyla cevrimiçi sınıflandırmaya ve eşli etkileşim ve yine tartışma panolarına geçmeliyiz | TED | نحتاج الى ننتقل إلى تقييم كامل للدرجات على الانترنت. ومنتديات للنقاش وتفاعل مباشر بين الأعضاء. |
Bu şartlar pazarlığa tabi değil. | Open Subtitles | هذه الشروط غير قابلة للنقاش آه لقد وقعت في مأزق |
Kenya’da danışman ve müvekkiller binlerce vakanın verilerini güvenlik soruşturmasının anayasaya aykırılığını tartışmak için kullanıyorlar. | TED | وفي كينيا، يستخدمون بيانات آلاف القضايا للنقاش حول دستورية تلك التدقيقات. |
Son münazara için konuşmamı okudun mu? | Open Subtitles | هل قرأت الخطبة التي سألقيها للنقاش النهائي الليلة؟ |
Bunu kabul edeceklerdi ama bir şekilde onları pazarlık edilmeyecek tek bir değişiklik yapmaya ikna ettim. | Open Subtitles | كانوا موافقين على هذه الشروط ولكن أقنعتهم على القيام بتغيير بسيط غير قابل للنقاش |
Cuma gecesi, bu konuyu konuşmak için buraya gelirsin ve hemen hemen aynı zamanda adam mutsuz karılarından bir telefon alır. | Open Subtitles | لذا ليلة الجمعة قدمت إلى هنا للنقاش معه بخصوص هذا و بنفس الوقت ترده مكالمات هاتفية من زوجاته البائسات |
Kendi karın, senin cinayetini kurguladığında Konuşacak çok şey oluyor. | Open Subtitles | أجل ، أتعلمين هنالك الكثير للنقاش حولها عندما ترسم لك زوجتك جريمة قتلك. |
Tartışmayı alevlendiriyor gibi görünebilirim ama, ...siz bu tartışmanın konseptini bile anlamış görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | ربما أبدو وقحاً في ذلك النقاش ولكن يبدو بأنك لا تدري ما هي المفاهيم الأساسية للنقاش |