Pekâlâ bayanlar, mağlup durumda olsak da taktik kitabımız elimizde. | Open Subtitles | حسناً يا آنسات, إننا معرّضون للهزيمة لكننا نمتلك خطط اللعب الخاصة بنا. |
İspanyol Ordusu korsanlar tarafından mağlup edilmeyi kabullenmez. | Open Subtitles | النظام الأسباني لن يسمح لنفسه أن يتعرض للهزيمة أمامنا |
Onu Yenilmez yapan sadece sizin öyle düşünmeniz. | Open Subtitles | الشيء الذي يجعله غير قابل للهزيمة ، هو أنكم جميعا تعتقدون بأنه كذلك |
Yenilmez sayılırım. | Open Subtitles | لكنى سأخبرك شيئا ما, انا غير قابل للهزيمة |
Ancak bazı bilim insanları ve eski astronotlar mücadele etmeden Yenilmeye niyetli değil. | Open Subtitles | ولكن بعض العلماء و رواد الفضاء السابقين غير مستعدين للهزيمة بدون قتال |
Yenilginin diğer adı. | Open Subtitles | الاسم الاخر للهزيمة |
En iyi tarafı da sistemi yenebiliyorsun. | Open Subtitles | وأفضل جزء هو أنها قابلة للهزيمة. |
Ama Antonius, Octavio tarafından mağlup edildikten sonra intihar etti. | Open Subtitles | لكن بعد أن تعرض أنتوني للهزيمة من قبل أوكتافيان قام هو بالانتحار الطقوسي |
Yenilmez olabilirsin. | Open Subtitles | المستويات الكبيرة بكفاية تجعلك غير قابل للهزيمة |
Biz kendimizi yükselttik. Gelecek model Yenilmez olacak. | Open Subtitles | لقد رقينا انفسنا سيكون النموذج القادم غير قابل للهزيمة |
Seninle tanışmak istedim. Yenilmez olduğunu duydum. | Open Subtitles | أريد مقابلتُك، سمعتُ أنك غير قابل للهزيمة |
Kuvvetli ama Yenilmez değil. | Open Subtitles | قويّ... ولكن ليس مضادّ للهزيمة. |
Yenilmeye hazır mısın? | Open Subtitles | مستعد للهزيمة ؟ |
Yenilmeye hazır olun. | Open Subtitles | أستعدوا للهزيمة. |
Yenilginin zihnimde yeri yok. | Open Subtitles | ليس للهزيمة مكان في تفكيري. |
En iyi tarafı da sistemi yenebiliyorsun. | Open Subtitles | وأفضل جزء هو أنها قابلة للهزيمة. |