Peki bu nanopartiküller, ilaçları Tümöre nasıl ulaştırıyor? | TED | وهكذا، كيف يمكن لجزيئات النانو نقل العلاج الخاص بالسرطان للورم ؟ |
Damarlara güçlü bir yapıştırıcı enjekte ederiz yapıştırıcı katılaşarak Tümöre giden kanı keser. | Open Subtitles | نضخ غراءً داخل الأوعية، يتصلب الغراء، فيمنع وصول الدم للورم. |
Bu tümör benzeri uzantılar sonuç olarak, gördüğünüz gibi, tüm vücudu kapladı. | Open Subtitles | هذا، مثال للورم في نهاية المطاف، الزوائد تغطي الجسم كله، كما نرى |
ve kanda dolaşmaya devam edecekler. tümörü bulmak için daha fazla zamanları olacak. | TED | وبالتالي سوف تستمر في السريان خلال الدم وتتيح مزيداً من الوقت للوصول للورم |
Nano parçacığımızın Tümörün savunma sistemini atlatmasını sağlamalıyız. | TED | علينا جعل الجسيم النانوي التسلل بعيداً عن النظام الدفاعي للورم. |
- Sence tümörüm mü nüksediyor? | Open Subtitles | هل تظنّ هذا تجدداً للورم لدي ؟ |
Senden çok ilerideyim. Omurilik tümörüne bağlı paraneoplastik sendrom. | Open Subtitles | متلازمة التنشأ الورمي التالية للورم الشوكي |
Bir an için şöyle bir şey düşünmenizi istiyorum. Tümöre göre sorun biziz. | Open Subtitles | لكن أودكم أن تروا أنه بالنسبة للورم الآن نحن المشكلة |
Kanser ilaçlarının yüzde 99'undan fazlası asla Tümöre ulaşamıyor. Çünkü onları hedefledikleri yere götürecek ekipmanları ve ulaşım araçları yok. | TED | أكثر من 99 في المائة من العقاقير المضادة للسرطان لا تتمكن من الوصول للورم وذلك لعدم توفر وسائل للنقل وأدوات لذلك لتنقلهم للمكان المراد علاجه |
Tümöre ulaşacak yeterli vakitleri yok. | TED | وبالتالي ليس لديها الوقت لكي تصل للورم |
Burada, böbreklerin artık bir sorun teşkil etmediği fakat itfaiye araçlarının, yani nanopartiküllerin karaciğerde takıldığı ve çok daha azının Tümöre ulaştığı bir resim görüyoruz. | TED | وهنا نري توضيحاً حيث الكلي لم تعد تمثل أي مشكلة لكن تلك السيارات الناقلة و جزيئات النانو سوف تلتصق بالكبد وفي الحقيقة قليلاً منهم هو من يصل للورم |
Bunu kolunda bulduğum Tümöre anlat. | Open Subtitles | قولي ذلك للورم الذي وجدته في ذراعه |
Uh ... Ben ,Tümöre bu şekilde erişemiyor | Open Subtitles | انا لا استطيع ان اصل للورم بهذه الطريقه |
tümör Tedavi Alanları İsrail Technion'da fahri profesör Dr.Yoram Palti tarafından icat edilmiştir. | TED | الحقول المعالجة للورم اُخترعت من قبل د. يورام بالتاي، وهو أستاذ متميز في معهد التقنية في إسرائيل. |
İlk video tümör tedavi alanları olmayan normal bir hücre bölünmesini gösteriyor. | TED | يظهر مقطع الفيديو الأول انقسام خلوي معتاد دون الحقول المعالجة للورم. |
Laboratuardaki 20'den fazla farklı hücreye tümör Tedavi Alanları uyguladık ve hepsinde bu etkiyi görüyoruz. Şimdi önemli olan, | TED | طبقّنا الحقول المعالجة للورم على أكثر من 20 نوعا من السرطانات في المختبر ورأينا هذا التأثير فيهم كلّهم. |
tümörü var, kalbi onarıldı fakat bu kez de gözlerinde kanama var. | Open Subtitles | وصلوا للورم و عالجوا قلبها لكنها نزفت من عينيها |
Bu örnek, ailesindeki kimsede habis tümörü görülmemiş olan 42 yaşındaki bir kadından alındı. | Open Subtitles | هذه العينة أُخذت من مريضة تبلغ 42 سنة مع عدم وجود تاريخ عائلي للورم الخبيث. |
seviye beyin tümörü konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından birinin görüşünü alacağım. | Open Subtitles | لذا سأذهب وأستطلع رأيًا آخر من أحد أنبغ خبراء العالم في المرحلة الرابعة للورم الأروميّ الدبقيّ. |
ancak hızlıca vücuttan atılıyorlar ve Tümörün içine ulaşamamış oluyorlar. | TED | فهم يمرون خلال الدم و لكنهم ينجرفون سريعاً خارج الجسم فلا تتمكن من الوصول للورم |
Nanopartiküller, karaciğer yerine Tümörün içine gidebiliyorlar. | TED | حيث لا تذهب جزيئات النانو إليه وبدلاً من ذلك ينتهي طريقها بالوصول للورم |
Tümörün yayılmaması için kemoterapiye giriyor. | Open Subtitles | خضع لعلاج شامل بالأشعه الكيماوية مع تقهقر صغير للورم |
Alan, sence tümörüm mü nüksediyor? | Open Subtitles | (آلين), أتظنّ هذا معاودة نشاط للورم ؟ |
- Tamamdır. Kalıntı tümörüne bak. | Open Subtitles | - للورم بقايا أي من تحققي حسناً, |