| Böylece Oraya varmak için birkaç saat kazanmış oluruz. | Open Subtitles | ذلك قد يعطينا، ساعةٌ أو اثنان، للوصول إلى هناك |
| Işık hızında hareket edebilsek bile Oraya varmak birkaç bin yıl sürecektir. | Open Subtitles | وبالنظر إلى أنه حتى لو استطعنا السفر بسرعة الضوء، فالأمر سيستغرق عدة آلاف من السنوات للوصول إلى هناك |
| Kaynakları listeleyebilirseniz oraya gitmek için ne gerektiğini bilirsiniz. | TED | عندما تعدون قائمة الموارد، ستعرفون ما ستحتاجونه للوصول إلى هناك. |
| Aslında, düşünüyordum da, belki de sizin oraya gitmek için gerekli teknolojiniz vardır. | Open Subtitles | كنت نوعا اتمنّى انك ربّما عندك التقنية للوصول إلى هناك |
| Geçitten Oraya ulaşmamız beş ya da altı saat sürdü, ama ben daha bir çocuktum ve büyükbabam yolun büyük bir bölümünde taşındı. | Open Subtitles | ستأخذ منا حوالي خمسة أو ستة ساعات للوصول إلى هناك من البوابة لكني كنت طفلا وجدي كان لزاما علية أن يحملني معظم الطريق |
| Oraya ulaşmamız yarım günümüzü alır. | Open Subtitles | سيستغرق منا الأمر نصف يوم للوصول إلى هناك |
| Oraya ulaşmak için ne gerekirse yapacağız. | Open Subtitles | سنعمل أى شئ مهما كلف الأمر للوصول إلى هناك |
| Böyle gitmelerine izin verme. Haydi oraya gitmeme yardım et. | Open Subtitles | لا تخذلهن بالتخلي عن هذا هيا ساعدني للوصول إلى هناك |
| Oraya varmak ne kadar sürüyor? | Open Subtitles | كم من الوقت تحتاجين للوصول إلى هناك ؟ |
| Oraya varmak ne kadar sürüyor? | Open Subtitles | كم من الوقت تحتاجين للوصول إلى هناك ؟ |
| Oraya varmak için en azından bir buçuk gün lazım. | Open Subtitles | يومٌ ونصف للوصول إلى هناك على أقل تقدير |
| 35,95'ten hesaplarsak, oraya gitmek 5 gün sürer. | Open Subtitles | سيكون الحساب 35.95 دولار في اليوم أنا سأعطيك خمسة أيام للوصول إلى هناك |
| oraya gitmek sadece birkaç dakikamızı alır. | Open Subtitles | الأمر يستغرق منا فقط بضع دقائق للوصول إلى هناك |
| Yerlerini bulunca hızlıca oraya gitmek zorundasın. | Open Subtitles | مرة واحدة يتم تنشيطه، ولكن عندما نجده، أنك ستعمل لديهم للوصول إلى هناك بسرعة. |
| - Oraya ulaşmamız gerek. - Tamam. | Open Subtitles | نحن حقا في حاجة للوصول إلى هناك. |
| ulaşmak için bir yol arıyorum. | Open Subtitles | أنا في محاولة للعثور وسيلة للوصول إلى هناك. |
| Bazen onlara ulaşmak için biraz yardıma ihtiyacımız olur. | Open Subtitles | ولكن أحيانا نحتاج للمساعدة للوصول إلى هناك |
| Artık oraya gitmeme yardım edecek birine sahibim. | Open Subtitles | و الآن, لدى الشخص الذى سيساعدنى للوصول إلى هناك |