"للوقوف" - Translation from Arabic to Turkish

    • park
        
    • durmak
        
    • durmaya
        
    • durup
        
    • ayakta
        
    • koyacak
        
    • duracak
        
    • etmek
        
    • dikilip
        
    • Kalkmama
        
    • karşı
        
    Biz, sevilmeyen kişileriz. Yaralanmış, sakatlanmış ama özel park yeri avantajından yararlanamamış. Open Subtitles نحن الغير مرغوب فينا، نمشي بجراحنا، معاقين بأفضلية لكي نجد مكانٌ للوقوف
    Biz sevip de sevilmeyenleriz. Yaralı olanlarız. İyi bir park yeri bulamayanlarız. Open Subtitles نحن الغير مرغوب فينا، نمشي بجراحنا، معاقين بأفضلية لكي نجد مكانٌ للوقوف
    Cennetteki Babamız, sana teşekkür ediyoruz... şeytanın oyunlarına karşı durmak için dini zırhınızı giyin. Open Subtitles اجدادنا بالسماء نحن نشكركم ضع درعك الروحي للوقوف ضد حيل الشيطان
    Bizim gibi tüm gün yerçekimine karşı ayakta durmaya ihtiyaçları yok TED فهي ليست بحاجة للوقوف طوال الوقت مقاومة بذلك الجاذبية كما نفعل.
    Burada ayakta durup konuşmak için bana verilen süreden söz etmiyorum. TED أنا لا أتحدث عن الوقت، الوقت الذي أملكه للوقوف هنا والتحدث.
    Tabi ki öyle, sana karşı koyacak erkek bu kasabada bulamazsın. Open Subtitles من من؟ لا يوجد رجل في وورلوك يجرؤ للوقوف ضدك.
    Bütün gece yollardaydık. duracak bir yer yoktu. Open Subtitles سافرنا طوال الليل لا يوجد مكان للوقوف به
    Zamanımızı trafikte bekleyerek, gişelerde durarak, ya da park etme yeri arayarak israf etmek istemeyiz. TED لا نريد اهدار وقتنا جالسين في الزحام، أو في مقصورات كبيرة او البحث عن مكان للوقوف
    Aptallar. Arabaya servis yerleri park alanı değildir ki. Open Subtitles الحمقى الملاعين، ممر طلبات السيارات ليس للوقوف
    Çünkü büyükbaban mutluluk parkına park etmeyecek kadar cimri. Open Subtitles لأن جدك كان بخيلا للوقوف في المنطقة السعيدة
    Ama kantara 10 km kala durmak zorunda kaldım. Open Subtitles لكني اضطريت للوقوف تقريباً قبل سبعة أميال من محطة الوزن
    Sarkıtların altında durmak ve onlara doğru bakmak gibi kötü bir huyu var. Open Subtitles لديه تلك العادة السيئة للوقوف مباشرةً تحتها و التحديق إليها.
    Ben hala 236 anayolundayım, ama kontrol noktasından yaklaşık yedi mil kadar önce durmak zorunda kaldım. Open Subtitles مازلت في طريق 236 لكني اضطريت للوقوف تقريباً قبل سبعة أميال من محطة الوزن
    Bence bir insan kendi ayakları üstünde durmaya teşvik edilmeli. Open Subtitles أعتقد بأن الرجل يجب أن يكون شجاعاً للوقوف على قدماه
    Yerel işletmelerden biri tekrar kendi ayakları üstünde durmaya çabalayan bir aileye yardım edebilir. Open Subtitles كما تعلم، من أحد الشركات المحليين ربما يمكن أن يساعد هذه العائلة للوقوف رجليها
    Çok meşgul birisin, Dewey Cox, biraz durup gülleri koklayacak vakit bulabiliyor musun? Open Subtitles انت مشغول جدا , ديوي كوكس هل لديك الوقت للوقوف و شم ورده؟
    Ne yani, öylece durup adamın hayatını mahvedişinizi mi izleyecektim? Open Subtitles أوه، لذلك أنا من المفترض فقط للوقوف إلى جانب ومشاهدة لكم جميعا تدمر حياة هذا الرجل؟
    Kızımın o iğrenç, zavallı adama karşı koyacak bir ruhu yok... Open Subtitles لا تملك القوة اللازمة للوقوف في وجه رجل حاقد و بشع و قبيح و قصير
    Bu tartışmada ayakta duracak bir dayanağım yok. Open Subtitles في هذا الجدل، أنا لا أملك ساق للوقوف عليها
    Paramız olsun ya da olmasın burada dikilip bunlara katlanmayacağım. Open Subtitles مفلستين أو لا، لست مضطرة للوقوف هنا وإحتمال ما يقوله.
    Lütfen kanepeden Kalkmama yardım et de öfkeyle çekip gideyim. Open Subtitles الأن ، رجاء ساعدني للوقوف حتى يمكني الخروج بشكل عاصف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more