Burslu iş demek, vaktimin çoğunu cesetleri anatomi dersi için hazırlamam anlamına geliyor. | Open Subtitles | إن العمل في هذه المنحة سوف يأخذ جل أوقات فراغي أجهز الجثث لمادة علم التشريح |
- Teşekkürler. Eskiden lisede resim dersi verirdim. Aman Tanrım. | Open Subtitles | شكراً، كنت مدرساً لمادة الفنية في المدرسة الثانوية |
Birlikte Dil Sanatları dersi için sunum hazırlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتشارك في أداء مشروعٍ لمادة فنون اللغة |
Eğer sürat sabitse, bu dışarıdaki yıldızların bizim görmediğimiz bir madde yüzünden oluşan kütle çekiminden etkilendiği anlamına gelir. | TED | وإذا كانت السرعة ثابتة ، هذا يعني أن النجوم هنا تتأثر بتأثير جاذبية لمادة لا نستطيع رؤيتها. |
Beni sizden biri gibi düşünmeniz için, kimyasal bir madde kullandım. | Open Subtitles | لقد عرضتك لمادة كيمياءيه جعلتك تعتقد انني واحد منكم |
Evet ama bu gece fizik dersini yeniden gözden geçirecektin. | Open Subtitles | - لَكنِّي إعتقدتُ بأنّ لديك جلسةَ مراجعة لمادة الفيزياء اللّيلة. |
İngilizce okuma ödevi. | Open Subtitles | إنّها مجرّد مهمّة قراءة لمادة الإنجليزيّة |
Ben size 15 yıl önce bulunmuş, özel, yeni bir malzemeden bahsetmek istiyorum. | TED | و أريد أن اذكر مثالاً محدداً لمادة جديدة قد اكتشفت منذ 15 عاما مضت . |
İngilizce dersi için bölüm özetlerini çıkarmış olabilir misin acaba? | Open Subtitles | أمعكِ ملخصات الجزء مع أجوبتها لمادة الأنجليزي؟ |
Bu dönem bir pratik etik dersi alacağım. | Open Subtitles | انا انا اخذ الصف العملي لمادة الاخلاق هذا الفصل الدراسي |
- Bak, bak tarih dersi için bir tür araştırma yapıyoruz. | Open Subtitles | - انظر , انظر .. نحن فقط عمل بعض الأبحاث لمادة التاريخ |
Sizden geçen sene matematik dersi aldım. | Open Subtitles | و أنا كنت في صفك العام الماضي لمادة الرياضيات . |
- O tasarım dersi içindi. | Open Subtitles | كان ذلك لمادة التصميم المعماري |
Sadece okul için kimya projesi, kimya dersi. | Open Subtitles | آه , مشروع لمادة الكيمياء فقط ... للمدرسة كيمياء المدرسة |
Birebir biyoloji dersi için eşleşmiştik. | Open Subtitles | كنا نطابق الدرس الخصوصي لمادة الإحياء |
Ve fiziksel muayene gösterdi ki madde kullanımını gösteren bir kanıt yok. | Open Subtitles | و فحصي الجسدية لم يظهر دليلاً عن أي معاقرة لمادة سابقة |
Manyetik alan gezegenin derinliklerinde, elektrik kuvvetiyle işleyen, köpüren sıvı madde tarafından oluşturulur. Bu madde Dünya'yı çevreleyen bu muazzam ve oldukça eski manyetik alanı yaratır. | TED | المجالات المغناطيسية تتولد في الباطن العميق للكوكب عن طريق التوصيل الكهربائي لمادة سائلة هائجة تخلق المجال المغناطيسي القديم والكبير هذا الذي يحوط الأرض. |
Diğer durumlarda, bir madde diğerinin vücutta emilimini, metabolize edilmesini veya vücuttaki dolaşımını etkiler. | TED | في حالات أخرى، تؤثر مادة واحدة على كيفية معالجة الجسم لمادة أخرى، مثل كيفية الامتصاص أو التمثيل الغذائي، أو النقل في الجسم. |
pH testi daha sonra gösterdi ki... çok güçlü bir bazik madde olan... sodyum hidroksit kullanılmış. | Open Subtitles | فحص التركيز لاحقاً كشف وجوداً لمادة أساسية قوية والذيتعرفلاحقاًبـ" هيدروكسيدالصوديوم" |
Geçen yıl. Biyoloji dersini verdiğim sınıftaydı. | Open Subtitles | العام الماضي , لقد كان بفصلي لمادة الأحياء للسنة الثانية |
Yedinci sınıf matematik dersini hatırla. | Open Subtitles | أتتذكرون الصف السابع لمادة الرياضيات؟ |
Çünkü saat 21:15 ve yarın okul var ve Kendra'nın cebir ödevi olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | لأنها 9: 15 في ليلة المدرسة، وانا اراهن ان كيندرا لديها واجب منزلي لمادة الجبر |
Kendisi bu çelikten veya titanyumdan yapılmak zorunda olan Bowden-topuk ayakkabıyı tasarladı. Bu ayakkabıyı daha ucuz malzemeden yaparsanız topuğu kırılır gider. | TED | لقد جاء بفكرة كعب بودين إسفين الذي يجب أن يصنع من الفولاذ أو التيتانيوم. إذا قمت بصناعته من نوع لمادة أرخص، فإنها فعليا ستنشطر إلى اثنين. |