Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |
O zamanlar, olanlar şu an olanların doğrudan yansımasıdır. Herkes doğru olanı yaptığına inanıyordu tanrı ve devlet adına büyük toplum için, hızlı yürütülen evlat edinme. | TED | ماذا حدث عندها إنه الإنعكاس المباشر لما يحدث الان. الكل يصدق نفسه انهم يفعلون الشيء الصحيح من قبل الله والدولة. للمجتمع الكبير، في مسار التبني السريع. |
Bana ne olacağı önemli değil. | Open Subtitles | لا أكترث لما يحدث لي |
Askerlere savaştan döndüklerinde ne olduğuna dair bir şey okumuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت كثيراً لما يحدث للجنود عندما يرجعون من المعركة |
Ve burada olanlara karsi bir suclama yapmiyorum, ama bu yavas bir ilerleme. | TED | و أنا لا أحاول توجيه الاتهام لما يحدث هنا، ولكنه تقدم بطيء |
Ama iyi haber iletişim kurduğumuzda ne olduğunu anlamak, iletişimsizliği önlememize yardımcı olabilir. | TED | ولكن الخبر السار هو أن الفهم البسيط لما يحدث خلال التواصل يمكن أن يساعدنا على منع سوء عملية التواصل. |
Eğer bizlerin zararları tamir etmek için bir şansımız olacaksa, gezegende neler olduğuna dair dahi iyi bir belgelendirmeye ihtiyacımız var. | TED | نحتاج إلى توثيق أفضل لما يحدث على الكوكب إذا كنا نريد أن نحصل على فرصة لإصلاح الضرر. |
Neden iştahı kesildi? Bunun tam olarak neden olduğunu bilemeyiz. | Open Subtitles | هذا الكلب لديه التواء لا نعرف بالظبط لما يحدث هذا |
Evet, oldukça fazla oynuyorlar ama bu diğer olanların yanında küçük bir öğe | TED | نعم، أنهم إلى حد كبير يعدلون جميع الصور، ولكن هذا فقط عنصر صغير لما يحدث. |
İşte size gerçekten olanların bir fotoğrafı: üst taraf 1.7 milyon radlık radyasyon almış olan genomu gösteriyor. | TED | ها هي صورة حقيقية لما يحدث: يظهر قمة هذا الجينوم بعد 1.7 مليون شعاع من الاشعاع. |
Eminim olanların mantıklı bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن هناك معقول تفسير لما يحدث. |
Çok büyük ayrıntılara girmemiş, ama olanların olası bir kaynağından bahsetmiş, Morgan "la Fée". | Open Subtitles | ,لم يتطرق إلى أي تفاصيل مهمه ,ولم تذكر شي عن أي مصدر محتمل لما يحدث |
Sen aptal olduğunun, olanların en iyi örneği. | Open Subtitles | هذا مثال كاف لما يحدث لكم, عندما تسيئون التصرف |
Ona ne olacağı hakkında bir şey diyemiyorum. | Open Subtitles | لا أهتم لما يحدث لها. |
Bana ne olacağı umurunda değil. | Open Subtitles | لا أهتم لما يحدث لي. |
Ve bu ardışık düzene ne olduğuna baktığımızda belki binlerle, on binlerce bileşkelerle yola çıkarsınız. | TED | وعندما تنظر لما يحدث لذلك الانبوب ربما تبدأ بالالاف عشرات الالاف من المركبات |
Bu davaların bazılarında gördüğüm kadarıyla büyük temsiller var fakat ne olduğuna dair toplum farkındalığı yok. | TED | في بعض هذه الحالات، يتسنى لهم الحصول على التمثيل الذي ذكرته، ولكن لا يوجد الوعي العام لما يحدث. |
Çocuklar, diğer tarafta olanlara... daha açıklar. | Open Subtitles | والأطفال،كانوا أكثر وعيا لما يحدث فى الجانب الأخر. |
Bir doktor olarak, ne olduğunu araştırıp, bulup ve insanlara güven vermeliyim. Özellikle onlara delirmedikleri konusunda güvence vermeliyim. | TED | بصفتي طبيب يجب أن أحاول و أضع تعريفاً لما يحدث. و أن اطمئن الناس و اؤكد لهم بشكل خاص أنهم ليسوا بمجانين |
O zamanlarda, neler olduğuna dair hiçbir mantıklı açıklamaları yoktu. | Open Subtitles | في ذلك الحين, لم يكن لديهم أي تفسير منطقي أخر لما يحدث في ذلك الوقت |
Böylelikle kendime bunların bana neden olduğunu sorduğum bir boşlukta buldum. | TED | لذا وجدت نفسي في فضاء تامٍ حيث دائمًا ما كنت أسال نفسي لما يحدث هذا لي. |
Ve uzaydan gelen sesleri hiç duymamamıza rağmen gelecek birkaç yılda, bunları duymalıyız, orada neler olup bittiğiyle alakalı olarak ses düğmesini açmaya başlamalıyız. | TED | و حيث لم نسمع أبدا الأصوات القادمة من الفضاء، يجب علينا، خلال الأعوام القادمة، البدء بالإنصات لما يحدث هناك. |
Biz de patent almadık, fakat bu tekrar gösterdi ki bazen insanlar gerçekten neler olup bittiğine bakmıyorlar. | TED | لذا لم نقم بذلك، لكن هذا يوضح لكم كيف أن الناس، مرة أخرى، أحياناً، لا ينظرون لما يحدث. |