"لمحه" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • an
        
    İlk kez, bu zor bulunan hayvanların özel hayatına kısa bir bakışa sahibiz. Open Subtitles للمره الاولى على الاطلاق لدينا لمحه في الحياة الخاصه لهذه الحيوانات صعبة المنال
    Eskiden gerçek hislerin önemli olduğu Amerikan rockının, nasıl olduğunun bir anlık görüntüsü. Open Subtitles لمحه لما يبدو على موسيقى الروك فى أمريكا عندما كانت المشاعر تساوى شيئاً
    Doğrusu, o kaçarken, bir an gözüme ilişiverdi. Open Subtitles معذره. شاهدته في لمحه خاطفه إلا أنه لاذ بالفرار.
    bir an için gördüğünü söyleyen bir kaç hasta var ama pek fazla bir şey çıkmaz. Open Subtitles في الحقيقة, لمحه بضعة مرضى لكنها ليست كافية للتحقيق بالأمر
    Garip bir yolla kaçmayı başarmıştı, ne kadar kurnaz olduğu bilirsiniz. Open Subtitles شاهدته في لمحه خاطفه إلا أنه لاذ بالفرار. علىنحوغريب.. أحترم ذلك الرجل.
    Dikkatinize, lütfen! Şu anda Malabar cephesinden gelen bir haberflaş var. Open Subtitles لمحه إخباريه وصلت إلينا هذه اللحظه من جبهة مالابار
    Şu anda Malabar cephesinden gelen bir haberflaş var. Open Subtitles لمحه إخباريه وصلت إلينا هذه اللحظه من جبهة مالابار
    bir şeyler hissediyorum. -Evet. -85 yaşında bir Texas'lı. Open Subtitles حسناً,هناك لمحه صغيره و سريعه عن شخصيته هنا
    Bak, sana hırsızlarla ilgili bir hayat dersi vereyim. Open Subtitles أنظر , دعنى أعطيك لمحه صغيره عن طبيعة اللصوص
    Ve sadece bir kızın yüzünü görmek için... binlerce mil tren yolculuğu yapmama gerek yok. Open Subtitles وانني لم اسافر الاف من الاميال في قطار من الطراز الاول لاجل لمحه من وجه فتاه
    Rehber olarak karakterimi kullanıp kapsamlı bir psikolojik profil oluşturdum. Open Subtitles حسناً بإستخدام شخصيتى كدليل لقد صنعت لمحه نفسيه موسعه
    Khan'ın bilgisayarı ölmeden hemen önce, sabit diskine anlık bir kısa bakış atabilmiştik, ve McGee'yle ben yüksek derecede profesyonellikle çalıştığımız için... Open Subtitles فقط قبل تلف حاسوب خان حصلنا على لمحه على القرص الصلب ولأن ماكجى
    Bu havuzlar Sahra'nın geçmişini başka bir açıdan gösteriyor. Open Subtitles تعرض هذه البركات لمحه اخرى من ماضي الصحارى.
    Genç, haylaz Loretta'nın dolabına camdan bir göz atacağız. Open Subtitles لنأخذ لمحه من خزانتها المغلقه الغامضه من خلال النافذه
    Genç, haylaz Loretta'nın dolabına camdan bir göz atacağız. Open Subtitles لنأخذ لمحه من خزانتها المغلقه الغامضه من خلال النافذه
    Fakat gerçek bir şey gözüme ilişti, geri dönmeyi hiç istemem. Open Subtitles لكنى وجدت لمحه للشىء الحقيقى ولا أُريد أن أعود له
    Sadece bir an, çok küçük bir an. Open Subtitles لمحه واحدة, لكن أعني إنها لمحة
    bir saat önce karısıyla Ma'an'dan çıkarken Ibrahim yakaladı. Open Subtitles (إبراهيم) لمحه يغادر (معان) قبل نصف ساعة رفقة زوجته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more