| Normal uzaydan Dünya'ya çarpışmayı önleyecek kadar uzun süre uzak tutarız. | Open Subtitles | نحن نخرجه من الفضاء الطبيعي لمدة طويلة بما فيه الكفاية لتفادي الإصطدام بالأرض |
| O böyle bir şey olabileceğine inanıyor. Buna o kadar uzun süre devam ediyor ki, sonunda gerçek oluyor. | Open Subtitles | وهو يؤمن بها لمدة طويلة بما فيه الكفاية وبشدة |
| Çünkü gerçek gözlerinizden yeterince saklandı. | Open Subtitles | لأنكم كنتم معميين عن الحقيقة ,لمدة طويلة بما فيه الكفاية |
| Çünkü gerçek gözlerinizden yeterince saklandı. | Open Subtitles | لكونكم معميون عن الحقيقة لمدة طويلة بما فيه الكفاية |
| Sanırım onu yeterince uzun süre boğamadım. | Open Subtitles | أحزر بأنّني لم إخنقه لمدة طويلة بما فيه الكفاية. |
| Ama bedenin kontrolunu yeterince uzun süre elinde tutamıyor. | Open Subtitles | لكن لا يَستطيعُ مواصلة السيطرةِ على الجسمِ لمدة طويلة بما فيه الكفاية. |
| 400 hamamböceği moteline ihtiyacınız olduğunu görecek kadar. | Open Subtitles | لمدة طويلة بما فيه الكفاية نحتاج إلى 400 صرصار فندق في هذا المكان |
| - Onun için yeterince uzun süre oturamam. | Open Subtitles | لا يمكننى الجلوس لمدة طويلة بما فيه الكفاية لذلك |
| Hiç kimse, çocuklarının ya da yaptığı işin yok olduğunu görecek kadar uzun yaşamamalı. | Open Subtitles | أي رجل لا يجب أبدا أن يعيش لمدة طويلة بما فيه الكفاية لرؤية أطفاله... ... أوعملهحطّم. |