Burada yaptıklarımızla insanlara yardım ettiğimize inandığınızı bilecek kadar uzun zamandır buradayım. | Open Subtitles | لقد كنت هنا لمدة كافية لكى اعلم اننا نفعل هذا لمساعدة الناس |
ve bu çocuğun kuvözün içinde ısınacak kadar uzun süre durduğunu bile sanmıyorum. | TED | ولا أعتقد حتى أن هذا الطفل بقي فيها لمدة كافية حتى يتدفئ. |
ve inanılmaz rahatsızdı, ve uzun süre eğer giydiyseniz ve yeterince yıkadıysanız, o zaman iyi olmaya başlardı. | TED | ولم يكن مريحاً أبداً، لكن إذا لبسته لمدة كافية وغسلته مرات عديدة، فإنه يصبح لا بأس به. |
- Kirk derdi ki; yeteri kadar durursan çöl seninle konuşur. | Open Subtitles | كيرك قال بأنه إن بقيت ثابتة لمدة كافية فإن الصحراء سوف تتحدث معك بالفعل |
Ama yeterince uzun kalırsan kürek atacak bir şey bulursun, merak etme. | Open Subtitles | إذا بقيت في الجوار لمدة كافية ستحصل على شيء لتكنسه، لا تقلق. |
Bizim içeri girmemize yetecek süre kadar uyumalarını sağlayacağız. | Open Subtitles | سوف نجلهم يخلدون إلى النوم لمدة كافية لأجل دخولنا |
Eğer burada kalırsam, onu oyalar ve vakit kazanırım. | Open Subtitles | اذا بقيت فقد اتمكن من اعاقتهم لمدة كافية |
Bundan emin misiniz? Orada duyduğum şeyden emin olacak kadar uzun kaldım. | Open Subtitles | لقد كنت هناك لمدة كافية تمكننى أن أسمع ما سمعت |
Sonuçta onlardan kaçı benimle karşılaşabilecek kadar uzun süre hayatta kalabilecek? | Open Subtitles | كم منهن ستبقى حية لمدة كافية حتى تستطيع مواجهتي ؟ |
Zaman alanını o kadar uzun süre tersine çalışır tutacak enerjiyi sağlayacak herhangi bir güç kaynağımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا ما يمكن اعتباره مصدراً طاقياً أصلاً ويمكن أن يقوم بعكس حقل لمدة كافية |
Bir tuzağın kokusunu tanıyacak kadar uzun süredir bu işteyim. | Open Subtitles | لقد كنت بهذة المهنة لمدة كافية للإحساس بالفخ المنصوب |
Zarar yaratabilecek kadar uzun süre oturmadığımdan olmalı. | Open Subtitles | أظن أنني لم أكن هنا لمدة كافية لأقوم بأي ضرر |
Eğer onun etrafında yeteri kadar takılırsam seninle bir ara tanışabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرت, إذا تسكعت معها لمدة كافية سألتقي بك في مرحلة ما |
Güvenlik duvarı inşa edebilmeniz için sızıntıyı yeteri kadar erteleyebilirim, ...bilgi sızdırmadan kendinize mesafe bırakacak kadar. | Open Subtitles | يمكنني تأخير التسريب لمدة كافية تبني فيها نظام حماية يُبعدك عن المعاملات |
Vatandaşlarımızın yeni toplum düzenin bir parçası olan yaşamlarını kabul etmeleri için bizlere yeteri kadar gizli şeyler öğrettin. | Open Subtitles | والإحتفاظ بالسر لمدة كافية لنا، لنجعل مواطنينا... يعترفون بأن حياتهم هي جزء من نظام إجتماعي جديد |
ama yeterince uzun zaman yaparsanız, içgüdülerinize güvenmeyi öğrenirsiniz. | Open Subtitles | لكن إن استمررت كذلك لمدة كافية فإنك تتعلم من أن تثق بغرائزك |
Otelimde yeterince uzun süre yaşadın John burada imkansızın mümkün olduğunu kanıtlayacak kadar çok şey gördün. | Open Subtitles | لقد عشت في فندقي لمدة كافية ,جون, رأيت ما يكفي من الأدلة لتعرف ما هو مستحيل يصبح ممكن هنا. |
Çok uzun zamandır üçlü takılıyorduk. | Open Subtitles | لقد ظللنا ثلاث مغنيين أشباح لمدة كافية. |
Caroline Farrell'ı arkadaşlarımı kurtarmaya yetecek süre kadar diriltirsen ona istediğini yapabilirsin. | Open Subtitles | تستعدين (كارولين) لمدة كافية لإنقاذ أصدقائي وسأتركك تفعلين بها ماتشائين |
Tshuma bizi avlamaya çıktı. Eğer burada kalırsam, onu oyalar ve vakit kazanırım. | Open Subtitles | اذا بقيت فقد اتمكن من اعاقتهم لمدة كافية |