- Bilirkişi yarım saat gecikti! - Bir hastam vardı. | Open Subtitles | إن شاهدى الخبير تأخر لمدة نصف ساعة كنت مع مريض |
Sadece yarım saat veya en fazla bir saat daha ameliyatta kalacak. | Open Subtitles | أنها فقط في عملية جراحية لمدة نصف ساعة أو ساعة على الأكثر |
Roper tuz yüzünden beni yarım saat denizin içinde bekletti. | Open Subtitles | روبر جعلني اقف على البحر لمدة نصف ساعة بسبب الملح |
Bir iş için yarım saatliğine gönder onu ama kuşku uyandıracak şekilde yapma. | Open Subtitles | أرسله في مهمة قصيرة لمدة نصف ساعة ولكن لا تجعل الأمر يبدوا مريبا |
Bu minyatür ekmek. Yarım saattir bununla uğraşıyorum. | Open Subtitles | هذا الخبز الصغير.لقد كنت أعمل على هذا لمدة نصف ساعة. |
Çocuğu bırakabilecek gücü, ancak yarım saatlik yürüyüş sonunda bulabildi. | Open Subtitles | ظل يسير لمدة نصف ساعة قبل أن يقرر إنزال الفتى |
Şimdi, bir hafta boyunca, her gece, yarım saat nasırının üstünde kalmasına dikkat et. | Open Subtitles | لاتنسى ان تضعها لمدة نصف ساعة يوميا لمدة اسبوع |
Senin için yarım saat bekledim. Otobüs geç kaldı. | Open Subtitles | لقد انتظرتك لمدة نصف ساعة لقد تأخر وصول الباص. |
Ben yarım saat kuştum bu tavşan için... çok kurnaz tavşan! | Open Subtitles | لقد جريت لمدة نصف ساعة وراء هذا الأرنب إنه أرنب مخادع! |
Şüphelinin sorgulaması yaklaşık olarak yarım saat sürer. | Open Subtitles | أووه , نحن كنا نستجوب المشتبه به لمدة نصف ساعة تقريباً |
İçkileri var. Sanıyorum, yarım saat kadar boş vaktimiz var. | Open Subtitles | إنهم لديهم مشروباتهم يمكننا جميعا أخذ وقت راحتنا لمدة نصف ساعة |
yarım saat pişireceğim. Tatlım biliyorum. Üçüncü anlatışın. | Open Subtitles | لمدة نصف ساعة أعلم يا عزيزتي، هذه ثالث مرة تخبريني بهذا |
Fakat bu yağ, onları sadece yarım saat kadar uçurabilecek. | Open Subtitles | ولكن هذه الدهون سوف تكفيها لمدة نصف ساعة من الطيران فقط. |
ayrıca, onunla yaklaşık sadece yarım saat birlikte oldum. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، أعني كنت فقط معها لمدة نصف ساعة |
Kapsül olmadan zaman yolculuğu yapmak berbat bir şeydir. Biraz nefeslen, yarım saat kadar yüzmeye gitme. | Open Subtitles | ،السفر عبر الزمن بلا غلاف واقٍ أمر سيئ إلتقط أنفاسك، ولا تذهب للسباحة لمدة نصف ساعة |
Bu tren nereye gidiyorsa oraya. yarım saat hareket halinde olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أي مكان يذهب إليه هذا القطار يجب أن نظل نتحرك لمدة نصف ساعة |
Onu yarım saatliğine bir ayak işine yolla, ama şüpheli bir durum yaratma. | Open Subtitles | أرسله في مهمة قصيرة لمدة نصف ساعة ولكن لا تجعل الأمر يبدوا مريبا |
İnsanları yarım saatliğine cıvık mantar olmaları için davet ettik. | TED | قمنا بدعوة الناس ليعيشوا كعفن الوحل لمدة نصف ساعة. |
Her akşam, aynı saatte, yarım saatliğine, hava nasıl olursa olsun. | Open Subtitles | لمدة نصف ساعة تماما مهما كانت ظروف الطقس. |
Yaklaşık Yarım saattir yoldayız. Ve bir kere bile yola bakmadın. | Open Subtitles | لقد قدنا لمدة نصف ساعة لم تنظر فيها للطريق |
Bir dakika içerisinde etkisini gösterecek ve yarım saatlik bir yolculuğa çıkacak. | Open Subtitles | سيصبح ساري المفعول خلال دقيقة و سوف تغيب عن الوعي لمدة نصف ساعة. |