ergen bir kızın babası olmanın en kötü kısmı ergen bir erkek olduğun zamanları hatırlamaktır. | Open Subtitles | أسوأ جزء في أن تكون أباً لمراهقة هو تذكر أنك يوما كنت مراهقاً |
Pekâlâ. Yeni gelenler hoş gelmişler. Erkek arkadaşından yeni ayrılmış bir ergen ile tanışmak için tam zamanında geldiniz. | Open Subtitles | حسناً، مرحباً من جديد، أنتم على وشك الإستماع لمراهقة قد هجرها حبيبها |
ergen bir kız için çok yüksek hedefler bunlar. | Open Subtitles | هذا غرض نبيل بالنسبة لمراهقة. |
"bir ergenin Irak'ta bir mayın tarlasına tankla girmesine izin vermekle" aynı anlama geldiğini söylemiş. | Open Subtitles | سيكون بمثابة السماح لمراهقة بتصريح قيادة أن تقود دبابة عبر حقل ألغام في العراق" |
Sonra da ergenin birine verdin! | Open Subtitles | إذن , اعطيتى واحداً لمراهقة |
Sonra da ergenin birine verdin! | Open Subtitles | -ومنحت واحدا لمراهقة |
Kendini ateşe atmayı denedi. Bir genç kız ne durumda olursa olsun bu şekilde ölmeyi seçmez. | Open Subtitles | حاولت حرق نفسها وهي ليست الميتة المختارة لمراهقة أياً كانت ميولها |
Ama korkmuş bir genç kız için elimden gelenin en iyisini yaptım. | Open Subtitles | لكن فعلت ما قدرت فعله بالنسبة لمراهقة مرعوبة |
Monica sen ergen kızı oyna. | Open Subtitles | حسنٌ، (مونكا) ستكونين الفتاة لمراهقة |
Bunun genç kız olmaktan farkı ne ki? | Open Subtitles | -وهل هذا يعد أي إختلاف بالنسبة لمراهقة ؟ |