milyonlarca yıl önce henüz kuşlar evrimleşmemişken işe yarayan bir plandı bu. | Open Subtitles | انها الخطة التي كانت تعمل بها لملايين السنين ، قبل تطور الطيور |
Ama birkaçı aslında sahiden DNA parçaları barındırıyor. Binlerce, hatta milyonlarca yıl hayatta kalmış parçalar. | TED | ولكن القليل منهم حقيقةً يحوي على أجزاء من الحمض النووي الذي نجى لآلاف، بل حتى لملايين السنين. |
milyonlarca yıl boyunca, atalarımız küçük avcı ve toplayıcı topluluklarda yaşadı. | TED | لملايين السنين أسلافنا عاشوا في جماعات صغيرة للصيد والجمع. |
milyon yıldır bu işi tek başıma yapıyorum ve gayet de iyi gidiyor. | Open Subtitles | أنا أقدم العروض بشكل منفرد لملايين السنين و الأمور تسير بشكل جيد جداً |
Gene milyon yıldır bu arabayı onarıyor | TED | ظل جين يعاود صيانة تلك السيارة لملايين السنين. |
Okyanuslar milyonlarca yıldır düzenlerini koruyorlar. | Open Subtitles | تتمثل الحقيقة بأن المحيطات ظلّت مستقرة لملايين السنين |
Tarihi anlamak için, genomun milyonlarca yıl boyunca nasıl bir öğrenme sürecinden geçtiğini anlamak için. | TED | لنفهم التاريخ. لنفهم ما هو النهج التعليمي الذي مرَت به الجينومات لملايين السنين. |
Önümüze bir engel çıkmadığı sürece milyonlarca yıl böyle devam edebiliriz. | Open Subtitles | وطالما لا شيء يعترض طريقنا يمكننا أن نستمر على هذا الحال لملايين السنين |
Bu moleküller milyonlarca yıl boyunca gelişigüzel şekilde çarpışmışlar. | Open Subtitles | هذه الجزيئات لابد أنها تصادمت عشوائياً لملايين السنين |
Bu belgesel, bir grup hayvan ve bitkinin milyonlarca yıl boyunca bir adaya terk edilmesinin bir hikâyesi. | Open Subtitles | تروي هذه القصة ما حدث عندما انعزلت مجموعة حيواناتٍ ونباتاتٍ على جزيرةٍ لملايين السنين |
İncil'den öğrendiğime göre dinozorlar ve mağara adamları milyonlarca yıl huzur içinde yan yana yaşamışlar... | Open Subtitles | قال لي الكتاب المقدس أن الديناصورات ورجال الكهوف عاشوا جنباً إلى جنب لملايين السنين في سلام، |
Aşağıda görebiiyorsunuz, bu bizi zamanda milyonlarca yıl öncesine götürüyor. | Open Subtitles | يمكن أن ترى إلى الأسفل هنا هذا هم نحن نعود إلى الوراء في الزمن لملايين السنين. |
Son yıllarda Arabistan'ı boydan boya kasıp kavuran büyük değişimleri anlamak için, milyonlarca yıl geri gitmelisiniz. | Open Subtitles | لفهم التغيّرات العريضة التي غطّت ،شبه الجزيرة في العقود الصارمة عليك أن تعود لملايين السنين |
Orada milyonlarca yıl boyunca organik yaşam mümkün olmayacak. | Open Subtitles | الحياة العضوية غير مُمكنه لملايين السنين |
İnsanların, bir milyon yıldır var olmalarına rağmen, senin 1835'le 1850 arası doğru miktarda teknolojiiye sahip olduklarını düşündüğüne içtenlikle inanıyoruz. | Open Subtitles | نؤمن أن البشر كانوا هنا لملايين السنين تشعر بقوة أنه لديهم |
Yaklaşık 1 milyon yıldır yaşam tarzları olan sonu gelmez göçebeliği, avcılığı ve toplayıcılığı bırakıp yerleşik hayata geçerek, gıda üretmeye başladılar. | Open Subtitles | تخلوا عن الترحال الدائم, و الصيد و التجمع و الذي كان طريقتهم في العيش لملايين السنين تقريباً, |
Üreme organları sadece bizi cezbetmek için değil, aynı zamanda milyon yıldır süren ve milyonlarca yıl da sürecek olan şiddetli bir evrimsel seks tangosunun sonucu olduğu için bütün türlerde çok çeşitlilik gösterir. | TED | إذًا، تختلف الأعضاء التناسلية كثيرًا، لا لتبهرنا فحسب، وإنما بسبب كونها في كل نوع، نتيجة رقصة تانغو محمومة للجنس استمرت لملايين السنين وستستمر لملايين أخرى قادمة. |
milyon yıldır donmuş vaziyetteler. | Open Subtitles | لقد تم تجميدهم لملايين السنين |
Binlerce, belki milyonlarca yıldır... el değmemiş. | Open Subtitles | ،لقد ظل يَتَرَسَّبُ هنا صافيا لآلاف إن لم يكن لملايين السنين |
Bu küçüğün ataları, milyonlarca yıldır... böyle ormanlarda yaşadı. | Open Subtitles | أجداد هذا الصغير عاشوا في الغابات مثل هذه لملايين السنين. |
milyonlarca yıldır Himalayalar'ı oyarak kendine yol açan nehir o tarafta dünyanın en derin geçitlerinden birini oluşturmuştur. | Open Subtitles | لملايين السنين ، كان النهر يحفر طريقه عبر الهيمالايا لينشأ أحد أعمق الممرات المائية في العالم |