Öyle çiftler tanıyorum ki sevişmek için bile sizin konuşarak harcadığınızdan daha az enerji harcıyorlar. | Open Subtitles | أعرف أزواجاً يستخدمان طاقة أقل لممارسة الحب مما تستخدمان في المحادثة العادية |
Bir kadınla gerçekten sevişmek için onu gerçekten önemsemelisiniz. | Open Subtitles | والآن لممارسة الحب مع امرأة ينبغي حقاً أن تهتم لأمرها |
Erkeklerin benimle sevişmek için para ödemelerini isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو أن الرجال تدفع لممارسة الحب معي. |
Erkeklerin benimle sevişmek için para ödemelerini isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو أن الرجال تدفع لممارسة الحب معي. |
Oğlumun yanında karımı, sevişmeye zorlayan bendim. | Open Subtitles | فكما ترين، أنا من كنت أحثّ زوجتي لممارسة الحب أمام ابننا |
Çok safsın. Onlar sevişmek için. | Open Subtitles | يا لك من ساذجة، إنها لممارسة الحب |
Biri Clay'i öldürmeyi deniyor ve sen bunu sevişmek için bir fırsat olarak mı görüyorsun? | Open Subtitles | شخص ما حاول اغتيال " كلاي " وأنت تقرر أنه الوقت المناسبة لممارسة الحب ؟ |
Clark Kent benimle sevişmek için beni bu otel odasına getirdi. | Open Subtitles | (كلارك كنت) أحضرني إلى هذا الفندق لممارسة الحب معه |
Seninle öyle güzel ve uzun bir sevişmeye hazırlanıyorum ki aynı anda hem durmam hem devam etmem için yalvaracaksın. | Open Subtitles | إنى أستعد لممارسة الحب معك طويلاً وبشدة ستطلبين منى التوقف وتستمرين فى الوقت ذاته |
Sonra, ama sadece ondan sonra, seninle... sevişmeye hazır olabilirim. | Open Subtitles | بعدها فقط أستطيع أن أكون جاهزاً لممارسة الحب معك |