Şimdi, bir sanatçı olarak, modellerime gerçeklik içerisinde başka birisi olma deneyimini yaşatmak için, onlara farklı yaşamlar yaratıyorum. | TED | والآن،كفنانة أنا أخلق حياة مختلفة لعارضاتي لمنحهم تجربة أن يكونوا أشخاصًا آخرين في الواقع. |
Sayıca azınlıkta olmalarına rağmen, kendilerine gereken avantajı sağlamak için teknolojik üstünlüklerine güvendiler. | Open Subtitles | على الرغم من تفوقهم الكبير في العدد ، فإنهم إعتمدوا على تفوقهم التقني لمنحهم المزايا المطلوبة |
İnsanları istediklerine kavuşturmak için anlaşma yapıyormuşsunuz. | Open Subtitles | يمكنك عقد إتفاقات معهم لمنحهم ما يريدون. |
Onların onurlu bir şekilde ayrılabilmeleri için bir şans vermek istedi. | Open Subtitles | وأعربت عن إلتزامها لمنحهم وسيلة ليخرجوا بكرامتهم.. |
Kanalın uydu şebekesini onların kullanımına vermek için 30 dakikamız var. | Open Subtitles | ماذا لدينا؟ حسناً، حصلنا على 30 ثانية لمنحهم وصول لشبكة الستلايت الخاصة بالمحطة |
Tesisimize girmek için senatöre baskı kuruyorlar. | Open Subtitles | انهم يضغطون على السيناتور لمنحهم الإذن بدخول مؤستتنا |
Gece gündüz onlara bu denize erişim vermek için çalıştık. | Open Subtitles | لقد عملنا ليلاً ونهاراً لمنحهم هذا الوصول إلى البحر |
Anlaşma şöyle: insanlar tanrılara talep etmeye alışmış birşeylerin olabilmesi için rüyasını bile göremeyeceğimiz şeyler için. | Open Subtitles | إليكم ما بالأمر إعتاد الناس إلتماس الآله طوال الوقت لمنحهم القوة لإنجاز أشياء لن يمكنهم أن يحلموا بها |
Onlara bu cevabı vermek için, hayatımı riske atabilirim. | Open Subtitles | أنا على استعداد للمخاطرة بحياتي لمنحهم هذا الجواب. |
hızla hareket etmekle kalmadı,aynı zamanda daha hızlı hareket etmek için politikacılardan daha fazla sinyal istemeye başladılar. | TED | ولكن العمل ليس فقط تتحرك بسرعة لفوائد الطاقة المتجددة، ولكن تحث السياسيين لمنحهم المزيد من الاشارات، بحيث يمكن أن تتحرك بسرعة أكبر. |
Sadece hayatta kalmak için değil, umutla gelişebilmek ve bizim de gelişebilmemizi sağlamak için ihtiyaç duyacakları kaynakları vermeye seslerimizle, oylarımızla ve desteğimizle katkı sağlayalım. | TED | دعونا نساهم بآرائنا، من خلال الدعم والتصويت لمنحهم الموارد التي يحتاجون إليها وليس فقط للبقاء ولكن للازدهار كما نأمل، ونسمح للجميع للقيام بذلك أيضًا. |
Devam etmek için onlara bir neden verebilecek biri varsa bu sensin Apollo. | Open Subtitles | .. إذا كان ثمة شخص لمنحهم أمل للإستمرار (فهو أنت يا (أبولو (أبولو) |
Burada da, o ve Drake'in değerli zamanını harcadığın için teşekkürlerini yolladığını söylemiş. | Open Subtitles | وهنا تقول بأنها والسيد (دريك) يقدمون شكرهم لكِ لمنحهم الكثير من وقتك الثمين |
- Kızın antikorlarını onlara vermek için. - Hayır Quincy! | Open Subtitles | ـ لمنحهم أجسامها المضادة ـ لا، كوينسي |
Yerel halkı sakinleştirmek için, onlara yanlış umut vermek için. | Open Subtitles | ليهدئ السكان، لمنحهم بالأمل الكاذب |