Her gecenin, her günün Tanrı'dan bir hediye olduğunu öğrenmek için... hasta düşmem gerektiğini görmek çok tuhaf. | Open Subtitles | إنّهُ لمن الغريب أن أسقط مريضة لأتعلّم أن آخذ كلّ يوم و كلّ ليلة .. كهدية من الربّ. |
Karin, şimdi birbirimize ulaşamıyor olmamız çok tuhaf. | Open Subtitles | كارين ، إنه لمن الغريب ألا نتواصل معا |
Dizide annem olman çok tuhaf. | Open Subtitles | إنهُ لمن الغريب أن تلعبي دور أمي. |
Birkaç dakika önce sağlam olduğunu sandığımızı düşününce, yaşayacak birkaç haftası kaldığını söylemek çok garip olacaktı. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب أن أخبر السيد جيمس بأنه سيعيش لأسابيع قليلة و قد ظننا أنه سليم تماما قبل بضعة ساعات |
Arabanı çekilirken görmek çok garip bir duygu. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب رؤيتك لسيارتك بهذا الشكل، أتعرف؟ |
Böyle kör hissetmek senin için tuhaf olmalı. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب بالنسبة لكِ أن تشعري أنكِ ضريرة |
Çamur içmek çok tuhaf. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب أن تشرب وحلاً |
Senin Dwight olman çok tuhaf. | Open Subtitles | انه لمن الغريب انك دوايت |
- Bir anda ortaya çıkması çok tuhaf. | Open Subtitles | -إنه لمن الغريب ظهورها هكذا |
Bundan önce hiç birlikte takılmamış olmamız çok garip. | Open Subtitles | لمن الغريب بأنّا لم نقضِ وقتًا معًا من قبل. |
Tanrım, Ali'yi siyah saçlı görmek gerçekten çok garip. | Open Subtitles | رباه ، لمن الغريب جداً رؤية (آلي) بهذا الشعر الداكن |
Onları Donny'siz görmek çok garip. | Open Subtitles | -إنّه لمن الغريب رؤيتهم من دون (دوني ). |
Birine karşı kullanmak için tuhaf birşey. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب أن تحمله ضد شخص ما |