Ama biriyle çıkmaya hazır olup olmadığımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أعرف إن كنت مستعدة لمواعدة أحد بعد |
Ama biliyorum, yeni boşandın eğer başkalarıyla çıkmaya ihtiyaç duyuyorsan... | Open Subtitles | لكنني أعرف أنتِ مطلقة حديثاً، لذا إذا شعرتي أنك تحتاجين لمواعدة رجال آخرين |
Ama şimdi klonlanmış bir varlıkla çıkma ihtimali heyecan verici mi geliyor? | Open Subtitles | والآن المشهد لمواعدة مستنسخ إلهي تبدو أنيقة؟ |
Carter'la çıkma nedenleri ve Enrique'yle çıkma nedenleri. | Open Subtitles | الأسباب لمواعدة كارتر و الأسباب لمواعدة إنريكي |
Bu kızların bir milyonerle çıkmak için genetik kodlarını feda etmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا استطيع تصديق هؤلاء الفتيات يسلّمن شفرتهن الجينية لمواعدة مليونير |
Ben, 17 yaşında bir kızla çıkmak için neler verirdim, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما يمكن أن أقدمه لمواعدة فتاة بعمر الـ17 سنة؟ |
Politika çalışanıyla çıkmanın avantajlarından biri sanırım. | Open Subtitles | هذه واحدة من المميّزات القليلة لمواعدة معاون سياسيّ، حسبما أحزر. |
Hep Shelby'nin babamla çıkmasında gizli bir amacı olduğuna inanmıştım. | Open Subtitles | أن (شيلبي) لديها دوافع خفية لمواعدة أبي وسأثبت ذلك وأتخلص منها للآبد |
Bu arada kim müşterisiyle çıkması için para alıyor? | Open Subtitles | ومن التي يدفعون لها لمواعدة عملائها بايّ حال؟ |
Sinirlisin çünkü HIV'li olan biriyle çıkmaya hazır olmama ihtimalin var. | Open Subtitles | أنت مرتعب فقط لأن هناك إحتمال أنك لست مهيئاً لمواعدة شخص بمصاب بفيروس نقص المناعة. |
İki kadınla birlikte çıkmaya en çok yaklaştığım an tek kadınla çıktığım zamandı. | Open Subtitles | أقرب فرصة لمواعدة امرأتين كانت عندما واعدت امرأة واحدة |
Geç kaldın çünkü o bu kadınla çıkmaya başlayacak. | Open Subtitles | انتِ متأخرة جداً لأنه في طريقة لمواعدة تلك المثيرة |
Başkalarıyla çıkmaya hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعداً لمواعدة أشخاص آخرين |
Çünkü çünkü karışık bir ruh hali içindesin ve şimdi söylersen, sanki Ben ile çıkmaya başlamak için Felicity'den izin alıyormuşsun gibi olur ve bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لأنكِ في هذه الحالة العقلية المشوّشة حقاً. و لو فعلتِ ذلك الآن, إنه مثل انك تطلبين من (فيليسيتي) إذنها لمواعدة (بين). |
L.A.'da profesyonel bir sporcuyla... çıkma sınırı 25 yaştır. | Open Subtitles | فى لوس أنجلوس، العمر النهائي لمواعدة رياضي محترف هو 25 |
Lexi bizden Jesus ile çıkma izni istediğinde ne kadar tereddütte olduğumuzu anlamışsınızdır. | Open Subtitles | عندما طلبت ليكسي من الإذن لمواعدة هيسس يمكنكي تصور ترددنا |
Steve çıkma teklif etti. | Open Subtitles | دعاني (ستيف) للخروج في موعد وإن كنت لست مستعدة لمواعدة حبي الأول... |
Evet, çoğu erkek böyle dairesi olan bir kızla çıkmak için adam öldürür. | Open Subtitles | نعم، معظم الشباب يتوقون لمواعدة فتاةٍ تمتلك شقّةً كهذه. |
Gaby, Bree'yi bir polisle çıkmak için kötü bir zaman olduğu konusunda uyardı. | Open Subtitles | غابي حذرت بري من انه وقت سيء لمواعدة شرطي |
Oh, üzgünüm, Mark, eğer şu anda kapıma gelme sebebin kızımla çıkmak için izin istemekse evrendeki gelmiş geçmiş en kötü zamanlama. | Open Subtitles | أنا اشعر بحرية, مارك, لأنه ان كنت واقفا عند عتبة بابي في هذه اللحظة تريد أن أعطيك موافقتي لمواعدة ابنتي فانك تملك أسوأ نوقيت ممكن في تاريخ البشرية |
Bir striptizciyle çıkmanın en iyi tarafını söyleyeyim. | Open Subtitles | سأخبرك عن أفضل شيء لمواعدة متعرية |
Bence, yapmak istediğin şey için Matt ile çıkmanın artı ve eksilerini yaz. | Open Subtitles | يلزمك تحديد الإيجابيات والسلبيات لمواعدة (مات) |
Shelby'nin babamla çıkmasında gizli bir amacı olduğunu ispatlamaya çalıştım. | Open Subtitles | أن ل (شيلبي) دوافع خفية لمواعدة أبي وهو ما ليس صحيحاً ايضاً |
.. ...Birine Lisa'yla çıkması için para veremezsin... | Open Subtitles | لا يمكنك دفع لشخص ما لمواعدة ليزا |