"لمُقابلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • buluşmaya
        
    • tanışmak
        
    • görüşmeye
        
    • tanışma
        
    • tanışmaya
        
    • buluşacağım
        
    • buluşacağını
        
    Beckett'ın eski sevgilisi Sorenson'a dönüp dönmediğini öğrenmek için bir FBI arkadaşımla buluşmaya. Open Subtitles لمُقابلة صديق لي من المباحث الفيدراليّة لأرى لو عادت (بيكيت) لحبيبها السابق (سورنسون).
    Bay Castle, tam şu anda kayınvalidemle buluşmaya ve çay içip, minicik... iğrenç sandviçlerini yemek üzere şehir dışına çıkıyorum. Open Subtitles سيّد (كاسل)، إنّي في طريقي للجزء الأعلى من المدينة لمُقابلة حماتي لإحتساء الشاي وأكل تلك الشطائر الصغيرة اللعينة.
    Bir çok kadın erkeklerle tanışmak için aşırıya kaçar. Open Subtitles الكثير من النساء يسلكن طرقاً مُفرطة لمُقابلة الرجال.
    Şahit ile görüşmeye gittiler iletişimi kaybettik. Open Subtitles لقد ذهبا لمُقابلة شاهدٍ، وفقدنا الإتّصال معهما.
    Hazır ol ya da olma, 1 numaralı aileyle tanışma kıyafetiyle tanış. Open Subtitles حسناً ، مُستعدة ام لا لمُقابلة الآباء بالمظهر الأول
    Mimar bir rahip yardımcısı parçasıyla tanışmaya tenezzül bile etmez. Open Subtitles (المُهندس) لن يتنازل أبداً لمُقابلة مجرّد مُساعد
    Şimdi gidip karımla buluşacağım, ama senden bahsetmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles سأذهبُ لمُقابلة زوجتي الآن و لكني لا يُمكنني الانتظار لأُخبرها عنكِ
    Ve şimdi, mükemmel adam ile Boathouse'da buluşacağını sanıyor. Open Subtitles والآن هي تعتقد انها ذاهبة للمرفأ لمُقابلة الرجل المثالي
    Buraya Şeyh ile buluşmaya geldim. Open Subtitles إسمع، لقد جئتُ إلى هُنا لمُقابلة "شيخ".
    Sonrasında Barney yaparken kaba saba el kol işaretleri Ted Lisa'yla buluşmaya gitmişti, kafasında türlü türlü kavak yelleri. Open Subtitles ومن ثم قام (بارني) بعمل بعض الإيماءات الوقحة (وذهب (تيد) لمُقابلة (ليزا ومزاجه في حيرة
    Kimse Reddington'a yaklaşamadı ama ben onunla buluşmaya gidiyorum şu an. Open Subtitles لم يتمكن أى شخص من الوصول إلى (ريدينجتون) قط والآن أنا في طريقي لمُقابلة الرجل
    Ben de tam Brittany'lerle buluşmaya gidiyordum ama onlar birbirlerini meşgul edebilirler herhalde. Open Subtitles (حسناً ، كُنت في طريقي للتو لمُقابلة الفتيات (بريتانيز لكن ... أفترض أنهم يُمكنهم الإنشغال ببعضهم البعض
    Korkunç biriyle tanışmak için dünyanın diğer ucuna niye geldin o zaman? Open Subtitles لماذا سافرت إلى جانب العالم الآخر لمُقابلة شخص فظيع؟
    Annesiyle tanışmak için daha erken olduğunu söyledim ama... Open Subtitles لقد أخبرته أنّه مُبكّرٌ جدًّا لمُقابلة أهله، ولكن..
    Beni buraya sürükleyip gerçekten ailenle tanışmak için yalvarıyorsan, neden sarhoş geldin? Open Subtitles إذا كنتِ حقًا سحبتيني إلى هُنا من أجل أن تتوسلي إليّ لمُقابلة عائلتك، لماذا أتيتِ في حالة سُكر؟
    Kocanızla görüşmeye geldim. Open Subtitles أنا هنا لمُقابلة زوجكِ
    Bugün hemşire Brizia ile görüşmeye gittim. Open Subtitles لقد ذهبتُ لمُقابلة الممرضة (برتذيا) اليوم
    Yarın albayla görüşmeye hazır mısın? Open Subtitles -أأنتِ جاهزة لمُقابلة العقيد غدًا؟
    Çünkü düşünüyordum da artık torunlarımla tanışma vaktim geldi. Open Subtitles لأنني كنت أفكر. أعتقد أنه حان الوقت أخيرًا لمُقابلة أحفادي.
    Gel bakalım Jon Snow. Duvarın Ötesindeki Kral ile tanışma vaktin geldi. Open Subtitles هيّا بنا يا (جون سنو) حان الوقت لمُقابلة ملك ما وراء الجدار.
    Bebeğinle tanışmaya hazır mısın, Liz? Open Subtitles هل أنتِ مُستعدة لمُقابلة طفلك يا (ليز) ؟
    Beni babanla tanışmaya davet ediyorsun. Open Subtitles تدعوني لمُقابلة والدك
    - Yalnızca Kenosha'lı fıstıklarla buluşacağım. Open Subtitles -لا، فقط أنا سأذهب لمُقابلة جميلات"كينوشا "
    - Birisi ile buluşacağım. Open Subtitles أنا هُنا لمُقابلة شخص.
    Falcon adında birileriyle buluşacağını söyledi. Open Subtitles قال أنّ عليه الذهاب لمُقابلة شخص يُدعى (فالكون).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more