Bunu oturup tartışmak isterdim, ama şimdi yeri değil. | Open Subtitles | سأكون سعيداً لمُناقشة هذا الأمر لكن ليس هذا هو المكان المناسب |
Burada teslim şartlarını tartışmak için toplandık, hakaret etmek için değil. | Open Subtitles | نحنُ هُنا لمُناقشة شروط الاستسلام وليس لتبادل الإهانات. |
Yüce Divan dün gece Büyük Ellis'in katledilmesini tartışmak üzere bir saat içinde toplanıyor. | Open Subtitles | "المجلس الأعلى " سيجتمع خلال ساعة لمُناقشة مقتل الشيخ " ألدس " الليلة الماضية |
Helena Hapstall'ın tanıklığını Bayan Sinclair'in davaya ekleme talebini tartışacağız. | Open Subtitles | نحن هنا لمُناقشة إقتراح الآنسة (سنكلير) لإدراج شهادة (هيلينا هابستال) في المحاكمة |
Helena Hapstall'ın tanıklığını Bayan Sinclair'in davaya ekleme talebini tartışacağız. | Open Subtitles | نحن هنا لمُناقشة إقتراح الآنسة (سنكلير) لإدراج شهادة (هيلينا هابستال) في المحاكمة |
Dolan'ı anlaşmayı tartışmak üzere aldık. | Open Subtitles | -لقد جلبنا (دولان) مُؤخراً لمُناقشة الشروط . |