Aramızdaki anlaşmazlığı gidermek için gelmedin sanırım. | Open Subtitles | أفترض أنّك لمْ تأتِ إلى هُنا لتصويب الأمور بيننا. |
Buraya beni uyarmaya gelmedin. Buraya sırlarımı öğrenmeye geldin. | Open Subtitles | لمْ تأتِ لتحذيري وإنّما لتكتشف أسراري |
Yani, buraya Kurtarıcıyı öldürmek için gelmedin mi? | Open Subtitles | لمْ تأتِ إلى هنا لقتل المخلّصة إذاً؟ |
Bunlar da çöp kutusundan gelmemiş. Labratuar testlere devam ediyor. | Open Subtitles | لمْ تأتِ من القمامة أيضاً، لكن لا زال المُختبر يفحصها. |
Önümüzdeki yarım saat içinde bir elbiseyle ilgili bir karar vermem lazım ama model gelmemiş. | Open Subtitles | يجب عليّ إتخاذ قرار خلال النصف ساعة المُقبلة عن فستان لإصدارة المجلّة الجديدة، والعارضة لمْ تأتِ. |
Dolaptan bir şey almak için gelmemiş. | Open Subtitles | لمْ تأتِ إلى هنا لأخذٍ شيءٍ من الخزانة. |
Buraya sadece bunu söylemeye gelmedin. | Open Subtitles | أنت لمْ تأتِ هنا فقط لقول ذلك |
- Gözlüklü? Buraya akıl sağlığımı kontrol etmeye gelmedin değil mi? | Open Subtitles | يا (ذو النظارتين)، أنت لمْ تأتِ إلى هُنا للاطمئنان على صحتي العقليّة، أليس كذلك؟ |
- Gözlüklü? Buraya akıl sağlığımı kontrol etmeye gelmedin değil mi? | Open Subtitles | يا (ذو النظارتين)، أنت لمْ تأتِ إلى هُنا للاطمئنان على صحتي العقليّة، أليس كذلك؟ |
Neden yanıma gelmedin? | Open Subtitles | لمَ لمْ تأتِ لرؤيتي؟ |
Duyduğunda bana niye gelmedin? | Open Subtitles | -لِمَ لمْ تأتِ حينما سمعتَ؟ |
Seni çağırdığımda neden gelmedin? | Open Subtitles | -لمَ لمْ تأتِ حين طلبتك؟ |
Peki, neden bana gelmedin? | Open Subtitles | -حسناً، لمَ لمْ تأتِ إليّ؟ |
Tamara buraya koşmaya gelmemiş. İçerideymiş. | Open Subtitles | لمْ تأتِ (تمارا) إلى هنا لتركض إنّها هناك |
Yani Harikalar Diyarı'na hiç gelmemiş olacaksın. | Open Subtitles | أي أنّكِ لمْ تأتِ قطّ إلى "وندرلاند" |
Oradan gelmemiş. | Open Subtitles | -الطائرة لمْ تأتِ من هُناك . |