Onun seviyesinde olan çok fazla kişi yoktu etrafında. | Open Subtitles | لمْ يكن لديه الكثير من الناس بإمكانهم اللعب في مُستواه. |
Adamlarımız baktı, onun deposu yoktu. | Open Subtitles | لقد تحقق رجالنا من ذلك. لمْ يكن لديه وحدة تخزين. |
Saklanacak yeri yoktu bu yüzden adını değiştirdi. | Open Subtitles | لمْ يكن لديه مكان للاختباء لذا غير اسمه. |
Tabii ki üzerinde yoktu. | Open Subtitles | بالطبع لمْ يكن لديه أيّ جوهرة. |
Tabii ki üzerinde yoktu. | Open Subtitles | بالطبع لمْ يكن لديه أيّ جوهرة. |
Değerleri hakkında hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديه فكرة عن قيمتهم. |
- Mecburiyetten yapıldı. Başka çaresi yoktu. | Open Subtitles | -كان ضرورياً، لمْ يكن لديه خيار . |
Shecter'in da bir sebebi yoktu. | Open Subtitles | (شيكتير) لمْ يكن لديه دافع. |