Kurabiye kesimli evlere minnettar olacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أكون شاكراً للمنازل قاطعة الأخشاب |
Her zamanki umutsuz Çarşambalardan biri idi pazardan işe doğru olan 30 metreyi yürürken o günün hayatımı değiştirecek gün olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | يوم سئ آخر أمشى آلاف الياردات إلى العمل لم أتوقع أن يكون هذا هو اليوم الذى سيغير حياتى إلى الأبد |
Beni seçtiklerini biliyordum, Ama adaylara kalacağımı hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنهم طلبوا ترشيحى ولكننى لم أتوقع أن يحدث هذا |
Gerçek şu ki, ilk randevuda bunun olacağını sanmıyordum. Yani aklıma... | Open Subtitles | في الحقيقة، لم أتوقع أن يحدث بيننا شيءٌ في أول موعدٍ لنا |
Kahretsin, bu kadar kısa boylu olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لكن , اللعنة لم أتوقع أن تكون صغيرة الحجم |
- Eski günlerde. - Sizi burada görmeyi beklemiyordum efendim. | Open Subtitles | الأيام الخوالى لم أتوقع أن أجدك هنا , يا سيدى |
"Hayat değiştiren deneyim" bir yana kimsenin okuyacağını bile sanmazdım. | Open Subtitles | لم أتوقع أن يقرأ أحد هذا حتى ناهيك عن كونه ساهم في تغيير حياة |
Seni tekrar görmeyi ummuyordum. Yoluna gittiğini zannediyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن اراك ثانية إعتقدت أنك قد تكون رحلت |
Bu silahı yine alçaklara karşı kullanacağım aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | سأجعله كالكلب لم أتوقع أن يأتي مثل هؤلاء أنا سأحتاج هذا السلاح لأستخدمه ضد هؤلاء السفاحون |
Biliyor musun, sabah uyandığımda askeriyedeki en güçlü adamlardan birini kızdıracağım aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | حين استيقظت اليوم، لم أتوقع أن أغضب أحد أقوى رجال الجيش. |
Siz ortadan kaybolduktan sonra sizden haber almayı beklemiyordum. | Open Subtitles | بعد إختفائك, لم أتوقع أن أسمع عنك مجددًا |
Zehir kullanacak kadar da düşeceklerini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع أن يصل بهم الحال لاستخدام السم في الطعام |
Senden kahvaltı hazırlamanı beklemiyordum ama bu kadar çabuk gidebileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع أن تعدى لى الإفطار لكنى لم أتوقع أن تذهبى الآن |
Telefonu attım. Güvenlik ihlâline yol açacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | ألقيت بهِ ، لم أتوقع أن هذا قدّ يُخل بمدى تأميننا له. |
Size inanmıyorum. Kaçacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أصدقكم يا رفاق لم أتوقع أن يذهب بعيدا |
"Beni affedin. Böyle olacağını bilmiyordum. Ölmeyi hak ediyorum." | Open Subtitles | أعذرني لم أتوقع أن هذا سيحدث أنا أستحق الموت |
Tanrı biliyor ya üç tane çocuğum olmasını hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | الله أعلم لم أتوقع أن أرزق بثلاثة أطفال.. |
Ama FBI'ı hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | لكنّني لم أتوقع أن تحفل بي المباحث الفيدرالية |
Avlanabileceğini sanmıyordum, Walter. - Ben asla yapamazdım. | Open Subtitles | لم أتوقع أن تكون قادرا على الصيد، لم يكن يمكنني عمل ذلك أيضا |
Britanya Prensesi'nin bu kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع أن تكون أميرة بريطانية بارعة بهذا الشكل |
Masanızda şeytanın avukatını görmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | إنني لم أتوقع أن أسمع محامي الشيطان على مائدتك إنني أعتذر عن ملاحظتي الذكية |
Köy hayatının bu kadar eğlenceli olabileceğini hiç sanmazdım. | Open Subtitles | لم أتوقع أن هذه البلاد يمكن أن تكون مسلّية هكذا. |
Sizi burada görmeyi ummuyordum Müdür Masterson. Çok hoş görünüyorsunuz. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أراك هنا أيتها المديرة ماسترسون تبدين جميلة جدّاً |
Ama böyle can sıkıcı bir işi, bir ay boyunca yapacağımız hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لكنني لم أتوقع أن نقوم بهذا العمل الممل لمدة شهر كامل |
Bir denizciyi manastırda bulacağım hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | و لم أتوقع أن أجد بحاراً . في دير |
Senden bu kadar erken haber almayı beklemiyordum. | Open Subtitles | هوبر لم أتوقع أن اسمع منك مبكرا هكذا |
Lobide gördüğüm hasarla, karşılaşmayı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أرى حجم الدمار الذى رايته فى اللوبى |