hiç aile kurmadım ama her zaman çocuk istediğimi düşünürdüm. | Open Subtitles | لم أحضى بعائلة مطلقاً، لكنني طالما أردت أن أنجب أطفالاً |
Noellerde berbatımdır çünkü hiç iyi bir Noel geçirmedim. | Open Subtitles | أنا سيئة في أعياد الميلاد لأنني لم أحضى بواحد سارّ |
O trene hiç binmedim. Ama şöyle bir yürüyüş yapmak için trenden çıktıklarında bazı film yıldızlarıyla sohbet ederdim. | Open Subtitles | لم أحضى بركوب ذلك القطار أبداً ولكن كنت أدردش مع المشاهير عندما يخرجون منه |
Ayrıca son zamanlarda alt taraftaki çitleri budayacak zamanım da olmadı. | Open Subtitles | أيضاً , لم أحضى بوقت كثير لتقليم الأطراف مؤخراً |
- Daha önce hiç adam gibi bir kankam olmadı. | Open Subtitles | كل ما بالأمر أنني لم أحضى بصديقة حقيقة من قبل. ماذا؟ ماذا؟ |
Beş yıldan fazladır, bir erkeğim olmadı, Christopher. | Open Subtitles | أنا لم أحضى برجل , كرستوفر , لخمس سنوات وأكثر |
hiç kendime ayırdığım zamanın yok. Belki de hislerini tweet atarak ifade etmelisin. | Open Subtitles | ـ لم أحضى قطّ بوقت لي فحسب ـ ربّما يجب أن تزقزق بخصوص مشاعرك |
Belkide kızımın, hiç sahip olamadığım çok sevdiği bir annesinin olmasını istiyorum. | Open Subtitles | ربما أنا أريد إبنتي أن يكون لديها الأمّ المُحبة التي لم أحضى بها. |
Evet beni de. Daha önce hiç kavgaya girmedim. | Open Subtitles | أجل، و أنا كذلك، لم أحضى لغاية الآن بقتال حقيقي. |
hiç olmayan kız kardeşim gibi görüyorum onu. | Open Subtitles | إنها تبدو كـ الاخت الصغيرة والجميلة التي لم أحضى بها |
hiç gerçek dondurma yemedim. | Open Subtitles | أنا لم أحضى قطّ بمثلّجاتٍ حقيقيّة |
8'ci sınıftan beri hiç bıyığım olmamıştı. | Open Subtitles | لم أحضى بواحد منذ الصفّ الثامن. |
hiç eşcinsel deneyimim olmadı. | Open Subtitles | لم أحضى أبدا بتجربة مع شاب مثلي الميول. |
Afedersin, ama ben hiç bükme yapmadım, ve kendimi "savunmasız" olarak adlandırmazdım | Open Subtitles | , أعذرني , لكنني أبدا لم أحضى بالقدرة على التحكم " ولا أعتقد بأنني دعوت نفسي " أعزلا |
Son dönemlerde parti verecek durumum olmadı pek. | Open Subtitles | لم أحضى بفرصة لتنظيم الحفلات مؤخراً |
Benim hiç babam olmadı. | Open Subtitles | اصغي إلي، انا لم أحضى بأبٍّ أبداً |
"Suel" filmini izleyecek vaktim olmadı ama daha. | Open Subtitles | -شكراً لم أحضى بفرصة بعد لرؤية التتمة |
Hayatımda hiç bu kadar üzümüm olmadı. | Open Subtitles | لم أحضى بالكثير في حياتي |