Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu daha önce hiç görmediğim bir şeydir. | TED | وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل. |
Işık kutusuna bakma şeklin daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. | Open Subtitles | طريقة تحديقك بعلبة المصابيح تلك كان شيئاً لم أره من قبل. |
Fakat, son görevde, daha önce hiç görmediğim bir Amerikalı daha vardı. | Open Subtitles | ولكن بالمهمة الأخيرة كان هناك رجل آخر أمريكي لم أره من قبل. |
Daha önce hiç görmediğim bir güvenlik duvarı çıkıverdi. Her şey dondu. | Open Subtitles | لقد ظهر جدار حماية لم أره من قبل و تجمد كل شيء |
Daha önce hiç görmediğim bir program devrede. | Open Subtitles | هناك برنامج من نوع ما يعمل لم أره من قبل |
Yeni bir olgunluğa, daha önce hiç görmediğim bir özgüven sahipti. | Open Subtitles | لقد أصبحت بالغة ، لقد كانت واثقة بنفسها بشكل لم أره من قبل |
Ama onları bulduğum gün daha önce hiç görmediğim bir adam sokağın aşağısından beni izliyordu. | Open Subtitles | لكن، في اليوم الذي وجدتها فيه، كان هناك رجل لم أره من قبل يراقبني من آخر الطريق |
Neden daha önce hiç görmediğim bir adam vurulmuş bir şekilde beni bulmaya çalışsın? | Open Subtitles | لماذا يود رجلا لم أره من قبل يربك الجميع بطلقات نارية على جسده، ليحاول ايجادي؟ |
Daha önce hiç görmediğim bir bina için benden hücum planı istiyorsun | Open Subtitles | تريد مني أن أضع متفجرات داخل مبنى لم أره من قبل |
Sende daha önce hiç görmediğim bir otorite ve yetki sahibi olma hâli ortaya çıkarttı. | Open Subtitles | وبأنه أطلق فيك تعطشاً للسلطة والجاه بشكل لم أره من قبل. |
O sahneyi dünmüş gibi hatırlıyorum; 16 yaşındaydım, gözyaşları içindeydim ve hâlâ cinsel kimliğimi açıklamamıştım. Ve sevgi için savaşan bu iki insana bakıyordum, Ferris Bueller ve daha önce hiç görmediğim bir adam. | TED | أتذكر ذلك المشهد كما لو أنه البارحة ، كنت في الـ ١٦ ، أبكي ، وكنت بداخل الخزانة ، وأنا أنظر إليهم ، فيريس بويلر و شخصٌ آخر لم أره من قبل ، يقاتلون من أجل الحب. |
hiç görmediğim tuhaf bir çocuk var içeride. | Open Subtitles | هناك طفل غريب فى الغرفة لم أره من قبل |
Burada daha önce... hiç görmediğim türden bir lanet var. | Open Subtitles | .... هناك لعنه ألقيت علي هذا المكان ما لم أره من قبل |
Karakterin, şimdiye dek hiç görmediğim bir yanını gösterdiniz bile. | Open Subtitles | لقد أريتنى جزء من تمثيل لم أره من قبل |
Yani bu çok eğlenceli, ama daha önce görmediğim bir şey değil. | Open Subtitles | أعني أنه ممتع و لكنه بالتأكيد ليس شيئاً لم أره من قبل |
Geçen gece onun daha önce görmediğim bir yönünü gördüm. | Open Subtitles | رأيت جانباً منه ليلة البارحة لم أره .. من قبل |
Kalça kemiğinde daha önce görmediğim bir renk değişimi var. | Open Subtitles | هناك تلوّن طفيف على عظم الحرقفة لم أره من قبل. |