Birini tanımıyormuş numarası yaparak bu kadar eğlenmemiştim. | Open Subtitles | لم أستمتع يوماً هكذا، بالتظاهر بأنني لا أعرف شخصاً معين |
Evet, keşiş olduğumdan beri bu kadar eğlenmemiştim. | Open Subtitles | نعم،وأنا لم أستمتع هكذا منذ أن كنت راهباً |
İçimden gelerek söylüyorum, bana eşlik etmenizden hiç bu kadar zevk almamıştım. | Open Subtitles | التى لم أكن لأتوقعها أشعر بأننى لم أستمتع بصحبة مثل هذه أبداً |
Yıllardır ayinden bu kadar zevk almamıştım. Muhteşem bir programdı. | Open Subtitles | لم أستمتع بهكذا عرض منذ سنوات يا للعرض الرائع |
Pekâlâ da besleyici. Aslına bakarsanız hayatımda hiçbir yemekten daha çok zevk almadım. | Open Subtitles | فى الحقيقة لم أستمتع بوجبة كثيرا كهذه من قبل. |
Öyle moralim bozuk ki, ayrılık seksinden bile zevk alamadım. | Open Subtitles | أنت من اخترع التعقيد أنا محبطة حتى أنني لم أستمتع بجنس الانفصال |
Uzun zamandır okuduğum bir şeyden bu kadar keyif almamıştım, çok hoş. | Open Subtitles | لم أستمتع بقراءة شيء بهذا القدر منذ فترة طويلة إنها مذهلة |
- Hiç bu kadar eğlenmemiştim! | Open Subtitles | لم أستمتع هكذا طوال حياتي |
Hiç bu kadar eğlenmemiştim! | Open Subtitles | لم أستمتع بوقتي هكذا من قبل |
Hiç bu kadar eğlenmemiştim! | Open Subtitles | لم أستمتع بوقتي هكذا من قبل |
Onunla sevişmekten zevk almamıştım. | Open Subtitles | لم أستمتع بمبادلة الحب معه. |
Ama hiç zevk almadım. Her şey çok küçük düşürücüydü. | Open Subtitles | لم أستمتع أبدًا، كان الأمر كله مخيفًا |
Birini öldürmek gerçekten kirli bir iştir. Bundan asla zevk almadım. | Open Subtitles | إن القتل عمل قذر لم أستمتع به أبدا |
Sana zarar vermekten hiç zevk almadım. Daha zevki hiç tatmadım. | Open Subtitles | لم أستمتع بإيذائك لم أشعر بعد بأي متعة |
Öyle moralim bozuk ki, ayrılık seksinden bile zevk alamadım. | Open Subtitles | أنت من اخترع التعقيد أنا محبطة حتى أنني لم أستمتع بجنس الانفصال |
Mike, uyuşturucuya başlayana kadar Hayattan hiçbir zevk alamadım. | Open Subtitles | مايك" لم أستمتع بالحياة" حتى بدأت بتعاطي المخدّرات |
Dans etmekten hiç böyle keyif almamıştım. | Open Subtitles | لم أستمتع بالرقص بهذا الشكل من قبل |
Dans etmekten hiç böyle keyif almamıştım. | Open Subtitles | لم أستمتع بالرقص بهذا الشكل من قبل |
Daha önce Noel'den hiç keyif almamıştım. | Open Subtitles | لم أستمتع بالكريسماس من قبل |