Onunki gibi güçleri olan birinin korkmasına alışkın değilim. | Open Subtitles | لم أعتاد على شخص مثله لديه قوة كهذه ويشعر بالخوف، |
Dün akşam seni orada görmek bu tip hislere alışkın değilim. | Open Subtitles | أتعلمين، رؤيتك ليلة أمس لم أعتاد على الشعور هكذا |
Yetişkinleri sorgulamaya alışkın değilim. | Open Subtitles | لم أعتاد على مقابلة البالغين. |
Hala daha az yerçekimine alışmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لم أعتاد على جاذبية أقل بعد |
Hala daha az yerçekimine alışmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لم أعتاد على جاذبية أقل بعد |
Evet. Hal, sadece, ben bunlara pek alışık değilim. | Open Subtitles | بالفعل، لكن أنت تعرف يا هال، لم أعتاد على كل هذا |
Yani, bir insanın karşılaşabileceği bütün değişkenleri hesaba katmaya alışık değilim. | Open Subtitles | كما تعلم.. فقط لم أعتاد على اللقائات المفاجئة الغير متوقعه |
alışık değilim. Beceremem. | Open Subtitles | لم أعتاد على ذلك لست جيده بذلك |
- alışık değilim. - Sarışın olmak ne güzel. | Open Subtitles | أنا لم أعتاد على ذلك - من الرائع أن تكوني شقراء - |