Aslında bunun bu kadar erken, 8 yaşında olacağını düşünmemiştim. | TED | لم أعتقد أنه سيحدث سريعاً، فى سن الثامنة. |
Bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيكون بهذه الروعة. غير معقول. |
Gerekli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه من الضروري أن أخبركم بما هو واضح. |
İlaçla bir ilgisi olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيفعلون شيئا بقضية العقار. |
Gerçekten üzgünüm, Mösyö Senechal bu yıl da geçen yıl olduğu gibi bizi evinde konuk edecekti ama misafirleri olacağını düşünemedim. | Open Subtitles | لقد وفق السيد شال باختيار بيت لنا بعد المناورات مثل ذلك أنا لم أعتقد أنه سيكون لديه ضيوف الليلة |
Asla değişeceğimi sanmıyordum, ama iyi bir kadının aşkı her şeyi mümkün kılıyor. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه يمكنني أن أتغير و لكن دعني اخبرك حب إمرأة جيده يجعل أي شيئ ممكناً |
2011 yılında hala daha kadınların hikayelerinin anlatılmamış olabileceğini hiç düşünmezdim. | TED | لم أعتقد أنه ، في عام 2011، أن المرأة ستكون في هذا التصنيف. |
Ama bu kadar çok insan olacağını düşünmemiştim ki. | Open Subtitles | لكني لم أعتقد أنه سيكون هناك كثير من الناس |
Onu olduğu gibi kabul edebileceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه يمكنني أن أقبله لما هو عليه |
Uğrayabileceğini söylemiştim; ama geleceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | يريد أن يتحدّث حول المشروع و أخبرته أنه يمكنه أن يقدُم لكن لم أعتقد أنه سيفعل |
Bunları bu kadar güzel yaptıklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه لا تزال هناك فتيات جميلات مثل هذه |
Yalan söylemeyeyim, buraya ilk geldiğinde başa çıkabileceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | يجب أن أعترف، عندما جئتِ هنا لأول مرة لم أعتقد أنه بوسعك التعامل مع الأمر |
Ateş edeceğini düşünmemiştim, ama etti. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيطلق النار، ولكنه أطلقها. |
Bunun mümkün olduğunu düşünmedim. Bu adamın kötülüğü. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه ممكن شر هذا الرجل |
Önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه أمر مهم |
Önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه أمر مهم |
Bunun sır olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سر. |
Önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه شيءُ مهم. |
Yere düşmeden önce altına birkaç yastık koymam gerektiğini düşünemedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه يجب أن أحضر له الوسائد قبل القبض عليه |
İkisinin birden olabileceğini düşünemedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه من المحتمل أن يتواجد الاثنان |
Beni yenebileceğini düşünemedim. - Tamam. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه كان يملك القوة الكافية ليهزمني |
Kurtulabileceğimi sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيكون باستطاعتي النهوض مجددا |
Bunun olabileceğini hiç düşünmezdim ama onu izlerken daha da lezbiyen oldum. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه ممكن لكن مشاهته جعلتني شاذة أكثر |