İlk geldiğinizde oğluma yardım edeceğinizi bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أعرف بأنك كنت تحاول مساعدة إبني عندما جئت |
Barney, senin "Kaç Para"nın bu kadar büyük bir hayranı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | بارني ، أنا لم أعرف بأنك معجب بالسعر الصحيح |
Ama zamanının tümünü ofisteki her erkeklerle takılmak için harcadığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لكن لم أعرف بأنك تمضين وقتك باللعب مع كل شاب في المكتب |
Carson, amigo olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كارسن أنا لم أعرف بأنك رئيسة المشجعين |
Düşmanı iliğine kadar soyacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك ستعاشرين أحد الأعداء |
Erkek arkadaşın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً, سحقاً لم أعرف بأنك تملكين صديق |
Bana hoş geldin demek için beklediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك ستنتظر هنا لكي ترحب بي |
Bugün uğrayacağını bilmiyordum, canım. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك ستأتين اليوم, عزيزتي |
Arkadaşlarını da getireceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | حسنا, لم أعرف بأنك ستحضرين حاشية معك |
Eşcinsel olduğunu bilmiyordum yoksa müzikallere falan da götürecektim. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك شاذ حينها - لو علمت كنت أقمت حفلات موسيقية من حين لآخر |
"Affedersin, beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | "سامحني , لم أعرف بأنك تحبني بهذا القدر" |
Yemek yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك كنت تعدّين العشاء |
Burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك ِ كنت ِ في البلدة |
Evli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أعرف بأنك تزوجت |
ben senin bu soruyu soracağını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أعرف بأنك ستستفسر |
Kasabaya geri döndüğünü bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك عدت للبلدة |
Çıktığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك بالخارج |
Senin içmek için ne isteyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أعرف بأنك تشربين. |
Şiirle ilgilendiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك تحب الشعر |
Ondan hoşlandığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف بأنك تحبّها هكذا |