Bunu beklemiyordum. O, vicdan azabı çekiyordu. | TED | وعليه، لم أكن أتوقع ذلك. كان نادمًا جدًا. |
Bunu beklemiyordum. O çizgiyi geçeceğine ihtimal vermemiştim ama mantıklı. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك, لم أتوقع أنه سيعبر ذلك الخط, لكنه ملحوظ |
Bugün size eşlik etmemi istediğinizde Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | عندما طلبت إصطحابي بعد ظهر اليوم، لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك. |
Bunu tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك |
Kendimi senin gibi adada mahsur hâlde buldum. Bunu hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | الآن أجد نفسي عالقٌ معك لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu beklemiyordum, ama senden hoşlanmadığımı düşünme. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك ، ولكن لا تظني بأني غير معجب بكِ لآجل... |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | حسنا، لم أكن أتوقع ذلك. |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك. |
Bunu beklemiyordum | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu beklemiyordum. | Open Subtitles | أنا, لم أكن أتوقع ذلك |
Bunu tahmin etmemiştim! | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك |
Şimdi de sana ihanet ediyor. Bunu hiç beklemiyordum.Ne Saçma. | Open Subtitles | لكن الخيانة، لم أكن أتوقع ذلك. |
Bunu hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك. |