"لم أكن أدرك أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu bilmiyordum
        
    • fark etmemişim
        
    • fark etmemiştim
        
    Koku testinin standart bir test olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أوه، لم أكن أدرك أن الاستنشاق قد يصبح معيار الاختبار.
    Bu kadar kuzeyde vahşi köpekler olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن لديكَ كلاب برية في أقصى الشمال.
    Olur ama hala problemimiz olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles حسناً، لا بأس. مع أني لم أكن أدرك أن مازال بيننا خصام.
    Kusura bakma, dinozor metabolizması konusunda uzman olduğunu fark etmemişim. Open Subtitles أنا آسف، لم أكن أدرك أن كان لديك معرفة الخبراء في نظم الميتوبلازما للديناصورات.
    Bunun, bu kadar evrensel bir deyiş olacağını fark etmemiştim. TED لم أكن أدرك أن هذه العبارة ستكون بهذه العالمية.
    Birkaç yabancı yatırımcıya hisse satmayı konuşuyorduk ama şirketin tehlike altında olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles كنت أعرف أننا كنا نُناقش خيارات بيع الأسهم الكبيرة لبعض المستثمرين الأجانب ولكن لم أكن أدرك أن الشركة في خطر
    Üzgünüm, herkesin burada olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles آسف، لم أكن أدرك أن الجميع هنا. وسأكتفي البوب في الطابق العلوي.
    Benim için küçücük bir iş... yapmanın bu kadar... büyük sorun olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles [بكاء] لم أكن أدرك أن تفعل أقل الشيء القليل بالنسبة لي كان هذا واجبا.
    Büyük biraderin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن "الأخ الأكبر" كبير لهذه الدرجة. *تُشير إلى رواية "1980" للكاتب جورج أورويل*
    Bireysel madde bulundurma suçunun Rusya'da ulusal güvenlik meselesi olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن مخالفات المخدرات الشخصية "مسألة تتعلق بالأمن القومي في "روسيا
    Onların tarafında bu kadar kamera olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن لدينا كل هذا في جانبهم
    Siyasetin aile mesleğin olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن السياسة هي مهنة عائلتك
    Bay Trott'un kız kardeşi olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أنا لم أكن أدرك أن للسّيدَ "تروت" أخت
    Bunun bir oyun buluşması olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك أن هذا موعد اللعب
    Duygularımın seninki kadar geçerli olmadığını fark etmemişim. Open Subtitles لم أكن أدرك أن مشاعري أقل قيمة من مشاعرك
    Tanrı'nın bu ilişki ile böyle şahsen ilgilendiğini fark etmemişim. Open Subtitles لم أكن أدرك أن الله قد اتخذ مثل هذا الاهتمام الشخصي في هذهـ العلاقة !
    Bu konunun milli güvenlikle alakalı olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles لم أكن أدرك أن هذا كان مسألة الأمن القومي
    ♪ Bu kadar basit olduğunu fark etmemiştim. ♪ ♪ Ama sen nasıl yapılacağına dair harika bir örnek gösterdin ♪ ♪ Tek yapmaları gereken ♪ ♪ Belli bir noktada durup ♪ Open Subtitles لم أكن أدرك أن الأمر سهل للغاية و لكنك عرضت مثال رائع عن كيف يمكن أن يحدث هذا كل ما يجب أن تفعله هو أن تصلي في مكانا مُعين لنسخة مُعينة من إلة مُعين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more