Rehberlerinin Zachary Shawn olduğunu gördüğümde inanamadım. | Open Subtitles | عندما رأيت ان قائدهم زاكاري شون لم اصدق ذلك؟ |
Eve doğru sürüyordum O uyandığında gördüğüme inanamadım dikiz aynamda karım güreşiyordu çılgın bir geyikle bu bir yolda ölüm noeli üzerine 200KG koymuştu karım bu bir yolda ölüm noeli zamanı değildi iğnelediğinden beri eve gittiğimizde o evcil hayvanıydı o gece yatağın benim olan kısmında uyudu | Open Subtitles | كنت اقودالى المنزل عندما استفاق لم اصدق ما أرى في المرآة زوجتي كانت تصارع غزال نجنون |
Alex bana sizin artık kurallara uyduğunuzu söyleyince kulaklarıma inanamadım. | Open Subtitles | اتعلم عندما اخبرنى اليكس انك كنت معه عند الاكتشاف انا لم اصدق اذنى |
Belki komik gelebilir bayım, asla senin kartlarda hile yaptığına inanmadım. | Open Subtitles | ربما يروق لك أن تعرف، سيد أنا لم اصدق مطلقا انك تغش في لعب الورق |
Yani ödümü koparmasına kopardı ama her nedense onun tamamıyla ciddi olduğuna inanmadım. | Open Subtitles | اعنى كان يخاف من التفاتاتى ولكن لسبب ما, لم اصدق انه خطير لهذه الدرجة |
Babam bana Dominik Vizakna'yla nasıl bir ilişkisi olduğundan ilk kez bahsettiğinde Erzebet'in bu kadar alçalabileceğine inanamamıştım. | Open Subtitles | عندما اخبرني والدي للمرة الاولى عن طبيعة علاقتها المتبادلة مع دومنيك فيزكان لم اصدق انها قادرة على مثل هذا الانحطاط |
Hayatım boyunca UFO'lara inanmamışımdır ama bu sabah en az 9 tanesini kendi gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | لم اصدق في حياتي أبداً عن قصص الصحون الطائرة ولكن شاهدت 9 منها هذا الصباح بعيني هاتين |
İlk başta, Brad G. Benton'ın ciddi olduğuna inanamadım. | Open Subtitles | في بادئ الامر , لم اصدق ان براد ج. برينتون كان جادا |
Etkilenmediğime kendim de inanamadım, her şeyi tekrardan gözden geçirdik. | Open Subtitles | على الرغم من انني لم اصدق الا انني طالبت باعادة التقييم |
- Bana revirden bahsettiğinde gerçek olduğuna inanamadım. | Open Subtitles | عندما اخبرني عن المستشفى لم اصدق انها حقيقية |
Ben de inanamadım ama yapabilecekleri bir şey var. | Open Subtitles | لم اصدق ايضا ولكن هناك شيء يستطيعون فعله |
Bütçeye tekrar bi baktım ve helikopter tamirine ne kadar çok para harcadığımıza inanamadım. | Open Subtitles | اخذت نظرة مجددا على الميزانية و لم اصدق مقدار المال اللذ نهدره على صيانة المروحيات |
-Atla'mı dedi? -Evet ben de inanamadım. -Belki sonradan beni Divan-ı Harbe verir ha? | Open Subtitles | نعم و لم اصدق و ربما يحاكمني فيما بعد |
- Merhaba. Hanan geleceğinizi söylediğinde inanamadım. - Vallahi. | Open Subtitles | عندما اخبروني انكم ستأتوا لم اصدق هذا |
Sydney, bize ihanet ettiğine asla inanmadım. | Open Subtitles | سيدنى,أنا لم اصدق ابدا بأنه يمكنك أن تخونينا. |
Bak, Nathan hayatını... senin kurtardığını söylediğinde, ona inanmadım. | Open Subtitles | اسمع انا لم اصدق نايثون عندما قال انك انقذته |
- Neden bahsediyorsunuz? - Delice olduğunu biliyorum. Ben de inanmadım. | Open Subtitles | اعرف انه يبدو جنون انا ايضا لم اصدق فى البداية |
Gerçekten o ormana geri döndüğümüze inanamamıştım. | Open Subtitles | لم اصدق فعلاً بأننا.. عدنا لتلك الغابة مجدداً |
Ne kadar sakin olduğuna inanamamıştım. | Open Subtitles | - كلا شكرا لم اصدق كم كنت هادئا |
Zaten buna pek inanmamışımdır. | Open Subtitles | لم اصدق الكثير. |