"لم تخبرنى" - Translation from Arabic to Turkish

• bana söylemedin
• söylemiyorsun
• bana söylemedi
• hiç bahsetmedin
• haber vermedin
• bana anlatmadın
• Bana söylemediğin
• söylemiyor
• söylemezsen
• şey söylemedi
• söylemesen daha
• daha önce söylemedin

Bir empati. Sen bana söylemedin ortasında kardeş bir empati oldu.
شاعرة بمشاعر الآخرين أنت لم تخبرنى أن الأخت الوسطى شاعرة بمشاعر الآخرين

O ikimizden de şaka yazmamızı istedi ve sen bana söylemedin mi?
لقد ارادنا ان نكتب له النكت سويا وانت لم تخبرنى ؟

Bana gerçeklerin hepsini söylemiyorsun, Vincenzo.
انت لم تخبرنى كل الحقيقة فينسينزو

Annesiyle birlikte gitti ama nereye gittikleri bana söylemedi.
لقد رحلت مع امها ولكن لم تخبرنى الى اين؟

Şu yeteneğinin ne olduğundan bana hâlâ hiç bahsetmedin.
هذه المقدره التى لديك انت لم تخبرنى ماهى بعد

Gelişini neden daha önceden haber vermedin?
لماذا لم تخبرنى بقدومك ؟

- Sahiden! bana anlatmadın... - Ne olacak?
ولكنك لم تخبرنى ــ وهل أنا غريب؟

Eğer Bana söylemediğin ve hayat kurtaracak bir şeyler varsa... şimdi söyle.
ان كان هناك شيئا لم تخبرنى ايا ويمكن ان يحفظ حياة الشعب اخبرنى به الان

bana söylemedin çünkü "Bu konuya girmek istemedin" mi?
لم تخبرنى ذلك قبلا, لانك لم تريد ان تتحدث عنها ؟

Neden bunu bana söylemedin?
لماذا لم تخبرنى باحتمال حدوث هذا من قبل؟

Onu eve getireceğini bana söylemedin.
لماذا لم تخبرنى انك ستحضره للمنزل؟

Neden bana söylemedin...
........ لماذا لم تخبرنى بأننا سنأتى إلى

Bana adamla ilgili hiçbir şey söylemiyorsun.
لم تخبرنى شيئاً عن الرجل

bana söylemedi çünkü üzülmemi istemedi.
وهى لم تخبرنى لانها لم تُرد أن تجعلنى منزعج

Sonra bitti ve bittiği zaman, hamile olduğunu bana söylemedi.
حسناً, انتهى الأمر وعندما انتهى... لم تخبرنى أبداً أنها كانت حاملاً

Peki alman çocuktan niçin hiç bahsetmedin?
لماذا لم تخبرنى أيضاً عن الطفل الألمانى؟

Vashtar, sen bana veya halkımıza hiç bahsetmedin ama bilmeliyiz...
(عشتار,) لم تخبرنى مطلقآ أو تخبر قومنا،وسنرحل دون أن نعلم.

Freddy, sevgilim, neden haber vermedin?
فريدى) يا حبيبى,لماذا لم تخبرنى مسبقاً؟

Neden bana anlatmadın?
لماذا لم تخبرنى ؟

- Bu Carlotta Valdés. - Evet. Bana söylemediğin şeyler var.
هذة "كارلوتا فالديز" هناك أشياء لم تخبرنى بها

Kendine bir ev tutmuş. Bana yerini söylemiyor.
لقد أصبح لها مكانا ً خاصا ً بها لم تخبرنى أين

O halde, bombaların yerini söylemezsen sana ne yapacağımı da biliyorsundur.
اذاً أنت تعرف ما سأفعله لك اذا لم تخبرنى بمكان القنبلتين

Veta bana bir şey söylemedi. Unutmuş olmalı.
فيتـا" لم تخبرنى بشئ عن ذلك" لابد أنها نسيت أن تخبرنى

Dürüst olmak gerekirse, Etienne, bunu söylemesen daha iyiydi!
لأكون صادقاً يا إيتيان ! أفضل لو كنت لم تخبرنى بذلك

Öyle ki birçok evrak işim olacak. - Bunu daha önce söylemedin bana. - Fırsatım olmadı.
لم تخبرنى من قبل ــ لم تتح لى فرصة