Bu koku temizlikten sonra bile gitmedi. | Open Subtitles | لم تختفي الرائحة حتى بعد التنظيف |
Demek istediğim, o gitmedi, Abby. 16 oldu. | Open Subtitles | أعني، أنها لم تختفي يا (آبي) أنها بــ16 من العمر فقط |
yok olmadı. Onu hastanede gördüm. | Open Subtitles | انها لم تختفي, لقد رايتها بالمشفى |
yok olmadı, sadece ağardı. | Open Subtitles | لم تختفي, لقد تحولت الى الابيض فقط |
Uçak öylece kaybolmadı ya. | Open Subtitles | حسناً,الطائرة لم تختفي فحسب |
Uçak öylece kaybolmadı ya. | Open Subtitles | حسناً,الطائرة لم تختفي فحسب |
Güzel bir şey gibi. Her taraftaki bilgisayarların aksine, kağıt gerçekten ortadan kaybolmadı, çünkü birçok, bence, değerli varlığa sahip. | TED | رغماً عن الحاسبات في كل مكان، لم تختفي الأوراق لأنها تمتلك الكثير من، أعتقد، الصفات القيّمة |
Casey'nin eşi kayıp olarak bildirilecek kadar uzun süredir kayıp değil. | Open Subtitles | حسناً, لم تختفي زوجة (كيسي) لمدة تكفي لكي تُعتَبر شخصاً مفقوداً |
Profesör Naomi, gitmedi. | Open Subtitles | (حسناً ، أيتها البروفيسورة (نايومي .. لم تختفي ، أترين ، المشكلة هي |
- Abyy'ler gitmedi. | Open Subtitles | "لم تختفي مخلوقات "آبي |
O gitmedi. | Open Subtitles | هي لم تختفي. |
Hayır, gitmedi. | Open Subtitles | لا لم تختفي.. |
Bir dakika. Gerçekler yok olmadı. | Open Subtitles | لحظة، لم تختفي الحقيقة |
Hayır, o ortadan yok olmadı. Beni terketti. | Open Subtitles | لا، هي لم تختفي لقد غادرت |
Ama yok olmadı. | Open Subtitles | ولكنها لم تختفي |
O ortadan kaybolmadı baba. | Open Subtitles | انها لم تختفي فحسب أبي |
Aniden ortadan kaybolmadı! | Open Subtitles | ! إنها لم تختفي ببساطة |
Gina, polislerin beni ciddiye alacağı kadar uzun süredir kayıp değil. | Open Subtitles | جينا) لم تختفي بما يكفي) للشرطة |