Evet, hepsini onlar aldı ve sen bunu benden duymadın. | Open Subtitles | أجل, لقد قضوا عليها جميعاً وأنت لم تسمع ذلك مني |
Belki sen iyi duymadın onun için bir daha soracağım. | Open Subtitles | ربما أنك لم تسمع ذلك الحق. لذلك أنا ستعمل أطلب منكم مرة أخرى. |
Sanırım duymadın. Bu bölgenin şerifi benim. | Open Subtitles | أعتقد أنك لم تسمع ذلك أنا مدير الشرطة حول هذه الأشياء |
Siktir! - Bunu duymamış ol. | Open Subtitles | تباً , لم تسمع ذلك .. |
Benden duymamış ol | Open Subtitles | لم تسمع ذلك مني |
Benden duymuş olma ama bu gece canlarına okuyacağız. | Open Subtitles | أنت لم تسمع ذلك مني ولكن الليلة سنسحقهم |
Benden duymuş olma ama insanlar öldü. | Open Subtitles | ،لقى الناس حتفهم لم تسمع ذلك منّي |
Benden duymuş olmayın ama yine de söyleyeyim oraya yolunuz düşerse konsomeden şaşmayın. | Open Subtitles | لم تسمع ذلك مني، لكن لا حاجة لأن أخبرك... بأنك إن ذهبت إلى هناك... ، فاكتفِ بالحساء |
Benden duymuş olmayın. | Open Subtitles | لم تسمع ذلك مني |
duymadın galiba. "Noel" dedi bok kafalı. | Open Subtitles | ربما أنت لم تسمع ذلك لقد قال عيد ميلاد سعيد يا ملعون |
- Bunu bizden duymadın. - Peki ya siz ikiniz ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أنت لم تسمع ذلك منا وماذا تفعلان أنتما الإثنان؟ |
732 Vermont. Benden duymadın. | Open Subtitles | 732 فيرمونت انت لم تسمع ذلك منى ابد |
Bunu benden duymadın ama La Cienega ve Washington'ın köşesindeki Bar ve Vampir kulübünü biliyor musun? | Open Subtitles | أنت لم تسمع ذلك منى , لكن... . أنت تعرف ذلك الملهى و نادى القتال فى واشنطن ؟ |
Marcus, bak, bunları benden duymadın, tamam mı? | Open Subtitles | ماركوس, لم تسمع ذلك مني, فهمت؟ |
Benden duymuş olma. | Open Subtitles | لم تسمع ذلك مني |