Gerçekte bir ağaçta yaşadığımı düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | انت لم تظن حقاً أني أعيش في شجرة أليس كذلك؟ |
Bundan paçayı kurtaracağını gerçekten düşünmedin değil mi? | Open Subtitles | لم تظن حقاً أنّك ستهرب بفعلتك أليس كذلك؟ |
Bunu neden yapıyorsun? 20 yıldır yardımlarımızı kabul ediyorsun. - Bunun bedelsiz olacağını düşünmedin herhalde. | Open Subtitles | كنت تتقبل مساعدتنا طوال 20 عاماً بالتأكيد لم تظن أنها بلا ثمن |
Neden bunu beni daha hissettireceğini düşündün ki? | Open Subtitles | لم تظن بحق الجحيم أن ذلك سيشعرني بأي تحسن؟ |
Sahiden beni bir daha görmeyeceğini mi düşündün? | Open Subtitles | أنت لم تظن بأنك لن تراني مجدّداً أليس كذلك؟ |
Bu külüstürü benim süreceğimi sanmıyordun ya? | Open Subtitles | أنت لم تظن بأنني سأقود هذه الخردة, أليس كذلك؟ |
Cidden oraya savunmasız gireceğimi sanmıyordun değil mi? | Open Subtitles | لم تظن حقاً أنني سأذهب هناك عارياً أليس كذلك؟ إصابتك خطيرة |
Karınla yalnız olduğunu düşünmedin, değil mi bebeğim? | Open Subtitles | انت لم تظن انك وزوجتك وحيدين أليس كذلك عزيزي ؟ |
Hepsini getirecek kadar aptal olduğumu düşünmedin değil mi? | Open Subtitles | لم تظن حقاً انني سأكونُ غبياً كفاية لجلبِ جميعهِ ، اليسَ كذلك؟ |
Ama yine de acaba bu adam neden kadına silah doğrulttu diye düşünmedin yani. | Open Subtitles | و لم تظن أنه يستحق السؤال لم اخذ ذلك الرجل مسدسا للقاء تلك المرأة |
Benim gibi bir aptalın şehirdeki en güçlü adamı öldüreceğini düşünmedin. | Open Subtitles | إنك لم تظن أن منحطة مثلي ستكون قادرة على قتل أقوى رجل في هذه المدينة |
Veri merkezine yeni girmiş birisiyle görüşeceğimi düşünmedin herhalde? | Open Subtitles | لم تظن أنني سوف اقوم بمقابلة شخص عادي من مركز البيانات , اليس كذلك؟ |
- Oh, gerçekten seni isim ortağı yapacağımı düşünmedin değil mi? | Open Subtitles | - لم تظن حقاً - أنني سأجعلك شريك إسم اليس كذلك؟ |
Kardeşliğin ona sırtını döneceğini gerçekten düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | لم تظن حقًا أننا سندير ظهرنا على أخونا , صحيح؟ |
Ve sözünü etmeye değmez diye mi düşündün? | Open Subtitles | و لم تظن أن هذا يستحق أن يذكر؟ |
Sen de bunun beni aramaya değmeyeceğini mi düşündün? | Open Subtitles | و لم تظن أنّ الأمر يستدعي الإتصال بي؟ |
Onu burada tutmak için ne yapman gerektiğini söyledim sana ama bedelinin buna değmeyeceğini düşündün. | Open Subtitles | لقد أخبرتك ما تفعله كي تبقيها هنا لكنك لم تظن أن السعر يستحق أن تدفعه ، |
Bil bakalım kim geldi? Beni tekrar göreceğini sanmıyordun, değil mi? | Open Subtitles | لم تظن أنـّك ستراني مـُجدداً أليس كذلك؟ |